SETA'nın Youtube kanalından canlı yayınlanan ''Türk Savunma Sanayii Yıllık Değerlendirme ve Beklentiler" panelinde Türk Savunma Sanayii'nin 2022 yılı performansı ve 2023 yılı beklentileri ele alındı.
Moderatörlüğünü Mersin Üniversitesi öğretim üyesi ve SETA Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş'ın yaptığı Panelde, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Merve Seren ve SETA Dış Politika Araştırmacısı Sibel Düz konuştu.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Seren, Türk Savunma Sanayisi üzerinden büyük bir teknolojik sıçramaya tanıklık edildiğini ve 2022 yılında ortaya çıkan ürünlerin son 20 yıldaki teknolojik atılımların bir sonucu olduğunu söyledi. Seren, Savunma Sanayii'nde 80 binden fazla çalışan ve 1600'den fazla firmanın olduğunu hatırlatarak, yeni savunma projelerinin ortaya çıkmasının çalışan sayısına da olumlu yönde etki ettiğini ve bunun istihdam oluşturduğunu vurguladı.
Savunma Sanayii Başkanlığı'nın savunma projeleri ile ilgili proaktif yaklaşımının önemli olduğunu belirten Seren, bunu gerçekleştirmek için savunma sanayiine bütüncül bir bakış açısının getirilmesi gerektiğini söyledi.
Seren, özellikle havacılık alanında Türkiye'de büyük bir kırılma yaşandığını ve Türkiye'nin İHA konusunda artık rüştünü ispat etmiş bir aktör olduğunu belirtti.
Türkiye'nin savunma üretimi konusundaki katettiği mesafeye ve yerlilik oranına değinen Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Güvenlik Araştırmacısı Aslan ise, savunma sanayii firmalarının ürünlerinin çeşitliliğinin ve firma sayısının artmasının geleceğe dönük önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Savunma ekosisteminde AR-GE çalışmaları ve altsistemlerin üretiminin önemine vurgu yapan Aslan, İHA'ların üretimi kadar bu ürünlerin elektronik harp sistemleri ile korunmasının da gerekli olduğunu hatırlattı.
Savunma ekosisteminin bir savunma yönetimine dayandığını, bu bağlamda da savunmada ihtiyaç yönetiminin üretim için bir başlangıç butonu olduğunu belirten Aslan, bu noktada Milli Savunma Bakanlığı'na büyük bir görev düştüğünü kaydetti. Aslan, savunmada ihtiyaç yönetimi kapsamında bütçe oluşturmanın da önemli olduğunu ve ihtiyaçlara göre üretimde önceliklendirilmenin yapılması gerektiğini söyledi. Aslan, tüm bu süreçlerin tedarik öncesi için büyük bir önem arz ettiğini vurgulayarak savunma yönetimi sürecinin ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.
Aslan, bu sürecin son yıllardaki hamlelerle başarılı şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak Türk savunma sanayinin başarıya ulaşmasındaki en önemli faktörlerden birinin SSB'nin Cumhurbaskanlığına baglanması ile gerçekleştiğini ve rakamların bunu doğruladığını kaydetti.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Sibel Düz ise İsrail ve ABD'den ithal edilen İHA'lardan kaynaklı sorunları hatırlatarak Türkiye'nin IHA üretimine giden sürecini özetledi ve terör operasyonlarında İHA'ların verimliliğinden bahsetti. Düz, farklı tür İHA'ların da envantere girmesiyle terör örgütlerinin operatif ve lider kadrosunun etkisiz hale getirilmesinde İHA'ların önemli unsur olarak ortaya çıktığını vurguladı.
Düz, kaynakları sınırlı olan ülkeler için savunma platformları arasındaki entegrenin ve haberleşme altyapsının önemli olduğunu bu durumun Rusya Ukrayna savaşında gözlendiğini söyledi. Bu nedenle yerli ürünler arasındaki entegrasyonun ve muhimmat entegrasyonunun önemli olduğunu vurgulayan Düz, TB2 ile Atak helikopterinin kabilyetlerinin entegre edilmesiyle yeni kazanımlar elde edilebileceği örneğini verdi.
Yeni savunma ürünleri ile ilgili de konuşan Düz, Anka 3 ve Bayraktar Kızılema'nın heyecan verici olduğunu söyledi. Kızılema'nın tasarımının çok yönlü bir savaş uçağı olacağını düşündürdüğünü belirten Düz, Bayraktar Kızılelma'nın topladığı verileri aktarması için bölgesel bir ağa ihtiyaç duyacağını vurguladı.