Turaç Genel Müdürü Fatih Altunbaş, Türkiye'nin son 10 yılda 185 ülkeye 230’dan fazla ürün ihraç ettiğine işaret ederek, “Türk savunma sanayii, küresel güçler arasındaki yerini sağlamlaştırarak, tüm dünyanın dikkatini çekmeye devam edecektir” dedi.
Altunbaş, MÜSİAD Çerçeve Dergisi 112. Sayısı için "Savunma Sanayiinde Türkiye: İhracattaki Son Beş Yılın Başarı Hikayesi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısında, savunma sanayiinin dünü, bugünü ve geleceğiyle ilgili analizler yapan Altunbaş, Türkiye’nin savunma alanında dünyadaki etkinliğini artıran bir güç haline geldiğini ifade etti.
Türk savunma sanayii ihracatının güçlü bir temel üzerine oturduğunu kaydeden Altunbaş, savunma şirketlerinin uluslararası alanda rekabet edebilirliği güçlendikçe, ihracatın da artacağını dile getirdi.
Altunbaş’ın yazısı şöyle:
“Türk savunma sanayii, son yıllarda gösterdiği dinamizm ve teknolojik başarılarla sadece kendi sınırları içinde değil, aynı zamanda dünya genelinde etkisini artıran bir güç haline gelmiştir. Bu yükseliş, Türkiye'nin savunma sanayii ürünleri ihracatındaki önemli artışı beraberinde getirmiştir.
Grafikte de görüldüğü gibi 2020 yılından beri sürekli bir yükseliş yakalayan sektörün geçen yıl için ihracat hedefi 6 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Bu yılın başında açıklanan 2023 yılı ihracat rakamı bir önceki seneye göre yüzde 27'lik artışla 5,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu seviye, Türkiye'nin savunma ihracatı yapan ülkeler grubunda ilk 10 ülkeye yaklaşması anlamına gelmektedir. Öte yandan 11 milyar dolarlık yeni hedef belirlenen 2024 yılına da güzel bir başlangıç yapıldı; sadece Ocak ayı boyunca gerçekleştirilen ihracat, 330 milyon dolar olarak açıklandı.
Savunma Sanayii Başkanlığı'nın 2024 yılının başında paylaştığı veriler ışığında son on yılda 185 ülkeye 230'dan fazla ürün ihraç edilmiştir. Bu ürünlerin başında şüphesiz Türkiye'nin uluslararası arenada kabiliyetlerini kanıtladığı İnsansız Hava Araçları (İHA) geliyor. Aşağıdaki grafikte gösterilen Türkiye'nin 2023 yılında savunma ve havacılık sanayinde en çok ihracat yapan ilk on şirketinin ihracat rakamları da bu durumu doğrular niteliktedir.
Türk savunma sanayii, 2000'li yılların başında başlatılan Milli Savunma Sanayii Projeleri ile önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Hava savunma sistemleri, insansız hava ve deniz araçları, savaş gemileri ve füzeler gibi stratejik öneme sahip bu projeler; Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki kazanımlarını güçlendirmeyi, yerli tasarıma ve üretime teşvik etmeyi hedeflemiştir böylece Türk savunma sanayiinin küresel alanda rakipleriyle rekabet avantajı artmıştır.
Bu başarıda, Türk savunma sanayii şirketlerinin yüksek kaliteli ve rekabetçi ürünler geliştirmesinin yanı sıra, inovatif bir pazarlama stratejisi izlemeleri de etkili olmuştur. Türkiye'nin stratejik konumu, bölgesel güvenlik endişeleri ve ortak savunma projelerine katılım, Türk savunma sanayii ihracatını destekleyen kilit faktörler arasında yer almaktadır. Ancak bu başarının sürdürülebilirliği, yenilikçi çözümler geliştirerek sektördeki Ar-Ge faaliyetlerine ve teknolojik yeniliklere yapılan devam eden yatırımlara bağlı olacaktır. Türk savunma sanayii şirketleri, uluslararası pazarlarda rekabet avantajını sürdürebilmek için sürekli olarak yeni teknolojilere yatırım yapmalı ve ürün portföylerini çeşitlendirmelidir.
Bugün, Türk savunma sanayii ihracatı güçlü bir temel üzerine oturmuş durumdadır ve önemli bir büyüme potansiyeli taşımaktadır. Veriler, Türk savunma sanayii şirketlerinin uluslararası alanda rekabet edebilirliği güçlendikçe, ihracatın daha da artabileceğini göstermektedir. Devlet destekleri, Ar-Ge yatırımları ve sektördeki uluslararası iş birlikleri gibi faktörler, Türk savunma sanayii ihracatının sürdürülebilir başarısını destekleyen temel unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Küresel politik gelişmelerin ve bölgesel güvenlik dinamiklerinin değişkenliği, Türk savunma sanayii ihracatının karşılaşabileceği riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, sektörde faaliyet gösteren firmaların dış pazarlarda güçlü ilişkiler kurmaları ve risk yönetimi stratejilerini geliştirmeleri kritik öneme sahiptir. MÜSİAD'ın buradaki destekleyici rolü, Türk savunma sanayiini küresel arenada parlatan unsurlar arasında yer almasıdır.
Savunma Sanayii Sektör Kurulu olarak, iş birliği projelerimiz sayesinde birçok üyemizi çeşitli kurum ve kuruluşlar ile bir araya getirdik ve getirmeye de devam edeceğiz.
2022 yılının sonunda gerçekleştirilen ASELSAN Sanayileşme Etkinliği, 200'den fazla üyemize ASELSAN'a tedarikçi olma fırsatı sunmamıza imkân sağladı. Ayrıca, daha sonra gerçekleştirdiğimiz ROKETSAN Tedarikçi Günleri Etkinliği ile birçok üyemiz ROKETSAN ile tanışma fırsatı buldu. Yine ilki 2022 yılında gerçekleştirilen; 7 sponsor firma, 34 Üye firma ve 40'tan fazla AMAC üyesi askeri ateşe ile yapılan MÜSİAD&AMAC Sektörel İş Birliği Buluşması; bir sonraki yıl bir zirveye dönüşerek; 43 askeri ateşe, 55 MÜSİAD üyesi firma, 27 ticari firma sunumu ve 18 sponsor firma ile gerçekleştirildi. Bu yıl da yine farklı kurumlar ile MÜSİAD'ın çatısı altında nice iş birlikleriyle daha da güçlenerek, gelecekteki başarılarını taçlandırmaya devam edeceğiz.
Türkiye'nin savunma sanayii, bu başarılarıyla sadece kendi güvenliği için değil, aynı zamanda uluslararası alanda stratejik bir partner olarak da tanınmaktadır. Gelecekteki projeler, Ar-Ge yatırımları ve küresel İlişkiler, Türk savunma sanayii ihracatının daha da güçlenmesine ve uluslararası arenada etkisini artırmasına olanak tanıyacaktır. Türk savunma sanayii, küresel güçler arasındaki yerini sağlamlaştırarak, tüm dünyanın dikkatini çekmeye devam edecektir.”