Dünya genelinde, güvenlik anlayışının yeniden gözden geçirilmek zorunda kalındığı zamanlardan geçilmektedir. Küresel iklim değişikliği, COVID-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı küresel güvenlik kaygılarını bir kat daha artırmıştır. 2020’li yılların ilk bölümüne gıda güvenliği, enerji güvenliği, su güvenliği, sağlık güvenliği, tedarik güvenliği ve siber güvenlik endişeleri hakim olmuştur. Pandemi sırasında yaşanmaya başlayan ve Şubat 2022’de patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı ile daha da ağırlaşan uluslararası tedarik zincirindeki aksamalar, ülkeleri, stratejik ihtiyaçlarının karşılanmasında dışa bağımlılıklarını hızla azaltma arayışlarına teşvik etmektedir.
Birçok ülke kritik altyapılarını ve endüstrilerini güçlendirmek ve var olan sektörlerini daha sıkı korumak için harekete geçmiştir. Örneğin, pek çok ülke, yurtdışında üretim yapan şirketlerini yatırımlarını ülke içine kaydırmaya teşvik ederken, ülke içinde sanayi ve hizmetlerin verimini artırabilmek için dijitalleşmeye de ağırlık vermeye başlamıştır. Pandemi süreci uzaktan çalışma, e-eğitim ve e-sağlık gibi pratiklerin artması, eskisinden daha karmaşık ve daha yoğun siber saldırıları da beraberinde getirmektedir. Bu karmaşık ve sert güvenlik ortamında kritik altyapıların güvenliği daha büyük önem arz etmektedir.
Dünyada ve Türkiye’de kritik altyapıların mevcut durumunu ve temel eğilimlerini aktarmak; söz konusu altyapılara yönelik tehditleri irdelemek ve bunları bertaraf etmek maksadıyla geliştirilen çözüm önerilerini sunmak için başlattığımız Araştırma Raporu yazı dizimizin ikinci bölümünde; ulaştırma, haberleşme ve bilişim teknolojileri sektörlerinin kritik altyapıları ele alınacaktır.
STM ThinkTech tarafından hazırlanan "Kritik Endüstriyel Altyapı Güvenliği II: Ulaştırma, Haberleşme, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Güvenliği" raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Kritik Endüstriyel Altyapı Güvenliği II: Ulaştırma, Haberleşme, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Güvenliği