Tüm dünyada savunma sanayii tarafından önceliklendirilerek yürütülen çalışmalar, sivil hayatı da dönüştüren ileri teknolojilerin gelişimini ciddi boyutta etkilemiş ve hızlandırmıştır. Bu durum özellikle son yıllarda dikkat çeken yeni buluş, keşif ve silahlarla daha da hız kazanmış görünüyor.
Hızlanan teknolojik gelişim savunmadaki bütçe yarışını da etkilemeye devam ediyor. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Savunma Bakanlığının 2023 mali yılı bütçesinde araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) 130,1 milyar dolarlık rekor bir pay ayrılmasının nedenini, “ileri teknoloji, siber, uzay ve yapay zekâ alanlarındaki hazırlıkların ilerletilmesi” olarak açıklıyor.
ABD ordusu silahlı çatışmalarda potansiyel avantaj sağlayabilecek teknolojik çözümlere giderek daha fazla odaklanırken, dünyanın dört bir yanındaki diğer ordular da teknoloji rekabetinde geride kalmamak için hamlelerine devam ediyor. Robotik, yapay zekâ, siber savaş inovasyonun ön saflarında yer alırken, ordular ortaya çıkan mevcut ve olası tehditlere karşı koymak için daha sofistike ve gelişmiş savunma ekipmanları geliştiriyor. Hipersonik sistem ve füzelerden yönlendirilmiş enerji silahlarına, elektronik harp sistemlerinden kuantum teknolojilerine kadar çeşitli geliştirmeler devam ediyor.
2023 yılı itibarıyla savunma sanayiinde öne çıkması muhtemel teknoloji ve trendler:
Yapay Zekâ
Yapay zekâ ve makine öğrenmesi, teknolojinin daha akıllı ve hızlı hâle gelmesiyle savunma sanayiinde uygulama alanı buluyor.
Devasa veri kümeleri kullanan ve çok çeşitli sensörlerle entegre olan yapay zekâ savunma sistemleri, gerçek bir tehdit ile düşman olmayan bir aktör arasında bağımsız olarak ayırım yapabilir hâle geldi. Hâlihazırda çoğu savunma sisteminde insan operatörler kontrolü elinde tutsa da yakın gelecekte tehditlerin daha akıllı ve çevik hâle gelmesiyle bu dengenin yapay zekâ lehine değişmesi bekleniyor.
Genel olarak yapay zekâ terimi üç kategoriye ayrılıyor: Dar yapay zekâ, genel yapay zekâ ve yapay süper zekâ. Dar yapay zekâ sistemleri yalnızca gerçekleştirmek için eğitildikleri belirli görevleri yerine getirebilirken, genel yapay zekâ sistemleri, özel olarak eğitilmedikleri de dahil olmak üzere çok çeşitli görevleri yerine getirme yeteneğine sahip kabul ediliyor. Yapay süper zekâ ise, neredeyse tüm ilgi alanlarında insanların bilişsel performansını büyük ölçüde aşan bir sistem anlamına geliyor.
Dar yapay zekâ, şu anda hem ABD hem de rakipleri tarafından bir dizi askeri uygulamaya dahil ediliyor. ABD Kongre Araştırma Servisi tarafından 2022’nin Kasım ayında hazırlanan “Gelişen Askeri Teknolojiler” başlıklı bir rapora göre, bu tür uygulamalar arasında istihbarat, gözetleme ve keşif, lojistik, siber operasyonlar, komuta ve kontrol ile yarı otonom ve otonom araçlar bulunuyor. Bu teknolojiler, kısmen insan operatörleri daha karmaşık ve bilişsel olarak zorlu işler yapma özgürlüğüne kavuşturmayı amaçlıyor.
Ayrıca, yapay zekâ özellikli sistemler;
Operatör girdisine dayanan sistemlerden önemli ölçüde daha hızlı tepki verebilir,
Analiz için mevcut veri miktarındaki üstel artışla başa çıkabilir,
Sürü oluşturma gibi yeteneklerle düşman savunma sistemlerini yenerek savaş alanında avantaj sağlayabilecek yeni operasyon konseptlerini mümkün kılabilir.
Siber Savaş ve Siber Savunma
Son yıllarda siber saldırıların giderek daha fazla konvansiyonel savaş benzeri bir hâl aldığı ve tüm dünyada bir ulusal güvenlik sorununa dönüştüğü göze çarpıyor. Zira resmi sıfatlarla veya kendi başlarına hareket eden bilgisayar korsanları ve siber teröristlerin çeşitli bölgelerde elektrik şebekeleri ve iletişim sistemleri gibi kritik altyapıları yıkmayı başardıkları biliniyor. Örneğin siber suçluların ABD’nin tamamının elektrik şebekesini devre dışı bırakmak için yalnızca dokuz trafo merkezini kapatmasının yeterli olacağı belirtiliyor.
Bu tehditler karşısında ABD ordusu, hem siber saldırılara karşı savunma yapabilecek hem de ülkenin başka ülkelere karşı kendi resmi siber saldırılarını organize edecek çeşitli birimler ve bu birimlerde görev yapacak çok sayıda personel istihdam ediyor. Örneğin ABD Deniz Piyadeleri, kısa süre önce Etkileşimli Ağ Operatörü, İstismar Analisti, Ana Bilgisayar Analisti ve Ağ Analisti olmak üzere, siber odaklı dört yeni pozisyonun oluşturulduğunu duyurdu. ABD Siber Komutanlığı da 2017’de Müşterek Harekât Komutanlığı adıyla yeniden organize edildi ve hâlihazırda bu birimde 6.000’den fazla askeri personel istihdam ediliyor.
Askeri teçhizatı üretmek, işletmek ve desteklemek için dijital teknolojilerin artan kullanımı, siber saldırılara karşı daha fazla potansiyel güvenlik açığı yaratıyor. Örneğin yeni otonom gemiler, yeni dijital üretim ve işletim ortamları da daha büyük siber riskleri beraberinde getiriyor.
Deloitte’un “2023 Havacılık ve Savunma Endüstrisi Görünümü” raporunda, havacılık ve savunma sanayii şirketlerinin tedarik zincirlerindeki sektör oyuncularından da kaynaklanabilecek risklere karşı bu şirketlerden siber güvenlik, bulut gizliliği ve otomasyonun esnekliği konularında güçlendirmeler talep etmesi gerektiği vurgulanıyor.
Eklemeli İmalat (Üç Boyutlu Baskı)
Dördüncü Sanayi Devriminin temel teknolojilerinden birini oluşturan eklemeli imalatın (üç boyutlu baskı ile üretim), savunma sanayiindeki önemi giderek artıyor. Geleneksel askeri malzemeler metal, yani ağır olduklarından hız, kapasite ve yakıt tüketiminde performansı azaltıcı etki yapar. Üç boyutlu baskı ise, geleneksel imalattan önemli ölçüde daha az malzeme kullanırken, bileşenlerin ve parçaların üretimini sağlıyor ve yerelleştirilmiş talebe yönelik üretim sağlayarak lojistik yükünü azaltıyor. Ayrıca zırhlar, kendiliğinden ısınan askeri giysiler ve mühimmat için yeni malzeme kombinasyonlarının oluşturulmasını da kolaylaştırıyor. Üstelik üç boyutlu baskı, üretim maliyetlerini ciddi oranda düşürüyor.
3D baskı, silahlı kuvvetler tarafından araç, gemi ve uçakların hızlı onarımına destek olmak için giderek daha fazla kullanılıyor, yeni güvenlik ekipmanları ve tıbbi malzemeler tasarlanıp prototipleri üretiliyor. 3D baskının kullanımındaki büyümenin yakın zamanda yavaşlaması beklenmediği gibi endüstri uzmanlarının yüzde 75’i, bu teknolojinin önümüzdeki 10 yıl içinde küresel savunma endüstrisinde temel bir protokol hâline gelmesini bekliyor. Yedek parça ve bileşenlerin gerektiği yerde üç boyutlu olarak yazdırılabilme özelliği bakım yapılması için bekleme sürelerini de azaltıyor. Bu durum ileri operasyon üslerinin lojistik ayak izini en aza indirecek, yani kapsamlı ikmal hatlarına erişim ihtiyacının azalması nedeniyle kuvvetler daha uzak bölgelere konuşlandırılabilecektir.
Robotik ve Otonom Sistemler
Silahlı kuvvetleri korumak, durumsal farkındalığı artırmak, askerlerin fiziksel ve bilişsel iş yükünü azaltmak ve zorlu arazilerde hareket kabiliyetini artırmak orduların günümüzdeki en önemli hedefleri arasında yer alıyor. Robotik ve Otonom Sistemler (Robotics and Autonomous Systems -RAS) teknolojilerinin entegrasyonu, orduların bu hedeflere ulaşmasına, araziyi kontrol etmesine, personelin hayatını güvence altına almasına ve sahadaki kazanımları pekiştirmesine olanak tanıyor. RAS, askerler için mümkün olan en az riskle manevra özgürlüğü sağladığı gibi, birden fazla görev yürütebilen robotlar kara mayınlarının temizlenmesini, arama kurtarma operasyonlarını, patlayıcı madde imhasını ve lojistik desteği kolaylaştırmakta hayati roller üstleniyor.
ABD Savunma Bakanlığının 2022 yılında robotik platform ve teknolojilere 7,5 milyar dolar harcadığı belirtiliyor. Teknolojideki hızlı gelişimle birlikte küresel askeri robot pazarının 2025 yılına kadar 24,2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakam, yaklaşık yüzde 11’lik bir yıllık bileşik büyüme oranı anlamına geliyor.
Dünyada robotik ve otonom silah sistemlerinin kullanımına karşı çıkan ülkeler de mevcut. Örneğin Yeni Zelanda ve Avusturya’nın da aralarında bulunduğu 30 ülke ölümcül otonom silahların yasaklanmasını desteklerken, ABD ordusu bu robotların en büyük kullanıcısı olmaya devam ediyor. Çin ve Rusya gibi ülkeler ise robotik alanında ABD ile aralarındaki farkı kapatmalarına olanak sağlayacak Ar-Ge faaliyetlerine milyarlarca dolar yatırım yapmaya devam ediyor.
İnsansız Hava Araçları
Ukrayna’nın işgalinin gösterdiği gibi, 2023’te ve geleceğin muharebelerinde insansız hava araçları çok önemli bir kuvvet çarpanı olmayı sürdürecek. İHA’lar hedeflerin konumları, arazi ve düşman hareketleri hakkında gerçek zamanlı bilgiler sağlayarak daha iyi keşif, gözetleme ve hedef tespiti imkânı sağlıyor. Giderek daha fazla ülkede ordular ve güvenlik güçleri savaş ve gözetleme kapasitelerini artırmak için İHA’ları kullanmak isterken, sivil ve ticari uygulamalarda da İHA ve drone’ların daha fazla kullanılmaları bekleniyor.
Yakın gelecekte 6G teknolojisindeki gelişmelerle entegre olarak, İHA teknolojisinin oyun değiştirici niteliklerinin artması bekleniyor. 6G ağı kapsamında, İHA iletişiminin, çoklu bağlantıyı kolaylaştıracağı, geniş kapsama alanlarına hizmet vereceği, farklı uygulamalara katkıda bulunacağı ve daha iyi hizmet kalitesi sağlayacağı öngörülüyor. İHA’lar, kara, deniz ve yüksek doğrulukta verileri kolayca toplayabiliyor. Termal görüntüleme sistemlerine sahip robotlar ve İHA’lar zaten yaygın olarak kullanılıyor; hatta COVID-19’un yayılmasını en aza indirmeye dahi önemli katkı sağladılar. Gelecekte blockchain teknolojisinin ve 6G kablosuz ağ platformlarının uygulanmasının ardından İHA ve drone’ların tıbbi tedarik ve kurtarma operasyonlarında daha büyük bir rol oynaması bekleniyor. İHA’lar ayrıca bilgi toplamak, ekipmanı hareket ettirmek, gözetleme ve keşif yapmak ve silahlandırıldığında doğrudan saldırılar başlatmak için askeri operasyonlarda düzenli olarak kullanılıyor. 6G ağına uygulanırsa, İHA iletişimi, veri bant genişliğiyle birlikte artan kapsama alanları sayesinde daha yüksek hizmet kalitesi sağlayabilir ve görevleri daha sorunsuz yerine getirebilir.
2022’de 26,03 milyar dolar olarak gerçekleşen küresel İHA pazar büyüklüğünün 2023’te yüzde 15,0 yıllık bileşik büyüme oranıyla 29,93 milyar dolara, 2027’de ise yüzde 14,9’luk bir artışla 52,21 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Hipersonik Sistemler
Hipersonik, ses hızının beş kat veya daha üzerinde hareket eden herhangi bir nesneyi tanımlıyor. Temel hipersonik teknolojisi onlarca yıldır mevcut olsa da gelişmiş hipersonik askeri sistemler şu anda test ediliyor ve piyasaya sürülüyor. Hipersonik füzelerin alçak irtifalarda uçabilmesi, havada manevra yapabilmesi ve mevcut füze savunma sistemleri ile takip edilmesinin neredeyse imkânsız olması bu yeni teknolojinin en önemli özelliği olarak ifade ediliyor.
Günümüzde Rusya, Çin ve ABD hem saldırı amaçlı füzelere hem de yabancı saldırılara karşı savunma sistemlerine odaklanarak kendi hipersonik silah sistemlerini oluşturmak için yarış hâlinde. Hipersonik füzelerin savaşta ilk kez kullanımı ise Mart 2022’de Rusya tarafından Ukrayna’ya fırlatılmasıyla gerçekleşti.
“Süpersonik ve Hipersonik Füze Pazarı Raporu 2023-2033” başlıklı rapora göre, süpersonik ve hipersonik füzelerin geliştirilmesinde bir dizi önemli ilerleme kaydedilmiş durumda. Süpersonik ve hipersonik hızlarda verimli bir şekilde çalışabilen yeni tahrik sistemleri üzerinde geliştirmelerin devam ettiğine dikkat çekilen raporda; hafif, güçlü ve yüksek ısıya dayanıklı özel alaşımların ve kompozitlerin geliştirildiği vurgulanıyor. Yönlendirme ve kontrol sistemlerindeki gelişmeler, süpersonik ve hipersonik hızlarda daha hassas ve duyarlı bir navigasyona izin veriyor. Bu durum kontrol algoritmalarındaki ilerlemelerin yanı sıra yeni sensörlerin ve iletişim sistemlerinin kullanımını içeriyor. Rapora göre süpersonik ve hipersonik füze çalışmaları şu konularda yoğunlaşmış durumda:
- Gizlilik: Füzeyi düşman radarı tarafından daha az algılanabilir hâle getirmek için, tasarımcılar ve mühendisler füzenin radar kesiti alanını küçülterek algılama ve izlemeyi zorlaştırmanın yollarını geliştirmeye çalışıyorlar.
- Çok İşlevlilik: Atmosferde seyir, süzülme ve manevra gibi birden çok işlevi yerine getirebilen hipersonik füze tasarımları çalışılıyor.
- Minyatürleştirme: Füzelerin daha küçük ve daha çevik hâle getirilmesi için bileşenlerin, tahrik ve güdüm sistemlerinin minyatürleştirilmesi yönünde araştırmalar yürütülüyor.
Ancak bu kritik savunma yeteneklerinin geliştirilmesiyle ilgili aşırı maliyetler, küresel süpersonik ve hipersonik silah ticareti için önemli bir engel oluşturuyor. 2022’de hipersonik araştırmalara 3,8 milyar dolar ayıran ABD Savunma Bakanlığı, 2023 yılı için bu bütçenin 4,7 milyar dolara çıkarılmasını talep ediyor. ABD’nin geliştirme aşamasında olan birkaç hipersonik silahı bulunuyor ve Mart 2022’de başarılı bir test füzesi fırlattı. Ayrıca Füze Savunma Ajansı hipersonik savunma için 247,9 milyon dolarlık bir bütçe ayırmış bulunuyor.
ABD’de özel şirketler de hipersonik teknoloji geliştirmek için yarış hâlinde. Örneğin yeni kurulan Hermeus, hipersonik hızda seyahat edebilen uzaktan kumandalı bir uçak geliştirmeye çalışıyor ve ABD Hava Kuvvetleri, 2020’de bu teknolojinin Başkanlık uçak filosunda nasıl kullanılabileceğini değerlendirmek için Hermeus’la 1,5 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı. 2021’de ordu, 60 milyon dolarlık bir ortak sözleşme yoluyla yeniden yatırım yaptı. Mart 2022’de şirket, 100 milyon dolarlık bir finansman turunu duyurdu ve prototipinin 2023’te piyasaya sürüleceğini açıkladı.
Son olarak Pentagon, 2023’te sıcak hava balonlarına yapılan harcamaları yedi kat artırmayı planlamış durumda. Hâlihazırda yüksek irtifada uçan düşük teknolojili bu balonlar uyuşturucu kaçakçılarını izlemek için kullanılıyor. Ancak 18.000 ile 27.000 metrede süzülen bu balonların, Rusya ve Çin tarafından geliştirilenler gibi hipersonik füzeleri tespit etmek için uydularla işbirliği yapacağı umut ediliyor. Üstelik balonlardaki teknoloji güneş enerjisiyle çalışıyor.
Hipersonik teknolojileri, Rusya ve Çin’in hipersonik yeteneklerini geliştirme hızlarından dolayı NATO’nun dokuz öncelikli teknoloji alanından birini oluşturuyor. Hipersonikler, İngiltere’nin Bilim ve Teknoloji Portföyünde yer alan 25 teknoloji arasında 17’nci sırada yer alıyor ve bu da hipersoniklere daha fazla ivme kazandırılacağını gösteriyor. 2023, muhtemelen gelişmiş ve giderek daha hızlı hâle gelen füzelerin daha fazla test edildiği bir yıl olacak.
STM Thinktech tarafından hazırlanan raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: 2023 ve Sonrasında Savunma Sanayii Trendleri ve Teknolojileri