SETA Dış Politika Araştırmaları Araştırma Asistanı Mehmet Çağatay Güler, Oyun teorisi bağlamında Rusya-Ukrayna sınırındaki gelişmeler ve savaş ihtimalini değerlendirdi.
Ukrayna-Rusya sınırında son dönemde olağandışı gelişmeler yaşanmakta, Rus ordusu Ukrayna sınırına büyük bir askeri mobilizasyon gerçekleştirmektedir. Ukrayna Savunma İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kırılo Budanov, Rus ordusunun 2022 yılı Ocak ayı sonu veya şubat başında saldırıya hazırlandıklarını açıklamıştır. Açık kaynak bilgilerine ve Ukrayna istihbaratının açıklamalarına göre, Rusya’nın Ukrayna sınırındaki asker sayısı 90 bini geçmiş durumdadır. Söz konusu mobilizasyon pek tabii artan asker sayısıyla sınırlı değildir; binlerce tank, zırhlı savaş aracı ve topçu birliklerini; yüzlerce hava aracını; gemi, denizaltı, hava savunma ve silah sistemlerini içermektedir. Bu yıl bir benzerini daha şubat-mart aylarında tecrübe ettiğimiz bu askeri yığınak, Belarus sınırından Kırım’a kadar tüm hudut bölgesini kapsar niteliktedir. Rusya’nın sınıra konuşlandırdığı taktik tabur gruplarının dizilimi ve askeri postüre baktığımızda, kısmi bir işgalin yani yeni bir savaşın ihtimal dâhilinde olduğu ancak Dinyeper Nehri’nin ötesine geçen ülkenin bütünüyle işgal edildiği bir senaryonun olası olmadığı görünmektedir.
İkinci senaryonun (tam işgal) daha düşük olasılığa sahip olmasının nedenleri: 1. Lojistik olarak yetersizlik 2. Ekonomik maliyetler 3. Fait Accompli sağlanması çok daha güç ve yönetilmesi zor bir süreç 4. Uluslararası tepkinin boyutu. Birinci senaryonun (kısmi işgal) ihtimal dâhilinde görülmesinin nedenleri ise: 1. Olağandışı askeri mobilizasyon 2. Taktik tabur diziliminin uygunluğu 3. Lojistik olarak uygunluk 4. Görece yönetilebilir ekonomik maliyetler ve başarılması daha kolay Fait Accompli 5. Önceki emsallere verilen caydırıcı olmayan karşılıklar 6. Kremlin’in gittikçe sertleşen retoriği 7. Ukrayna’nın Putin’in kariyerinde yarım kalmış bir iş olarak değerlendirilmesi 8. Kırım’ın su problemine çözüm arayışları 9. Azak Denizi’nde tam hâkimiyet kurulmak istenmesi 10. Donbas’ın bütünüyle kontrol altına alınarak ekonomik entegrasyon sağlanması 11. NATO ve ABD’nin politikalarına cevap niteliği 12. Rusya’nın post-Sovyet coğrafyada gücünü ve nüfuzunu tahkim etmesi, bu sayede uluslararası arenadaki statüsünü ve Batı karşısındaki konumunu da konsolide etmesi 13. Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği engellenerek, füze sistemleri ve yabancı silahlı kuvvetlerin konuşlandırılacağı bir karakol hâline gelmesinin önlenmesi 14. Bir önceki madde başarılamadığı takdirde bölgede en azından bir tampon bölge oluşturması. Bu noktada, bu nedenler çerçevesinde altı çizilmesi gereken nokta, birinci senaryonun (kısmi işgal/ savaş ilanı) gerçekleşme ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğidir. Lakin bu demek değildir ki savaş öyle veya böyle gerçekleşecek, Rusya bugün veya yarın Ukrayna’ya işgal girişiminde bulanacak; bilakis, Kremlin yönetiminin işgal tehdidini bu kadar gerçekçi ve inandırıcı kılarak, caydırıcılık stratejisi benimsediği de düşünülebilir. Zira, Rusya’nın geçmişteki davranışlarına, Ukrayna’ya kıyasla asimetrik askeri güç kapasitesine, verdiği sinyalin yani askeri yığınağın maliyetlerine ve Rusya’nın bölgedeki çıkarlarının maliyetlere olan üstünlüğüne baktığımızda, caydırıcılık için en önemli faktör olan tehdidin inandırıcılığının sağlandığını görmekteyiz. Bu takdirde Rusya’nın, hem ABD ve NATO’ya “Yakın Çevre”sindeki faaliyetlerinden ötürü hem de Ukrayna’nın NATO eksenli politikalarına ve ihtilafları bölgelere yönelik bir girişimde bulunma ihtimaline karşılık, Thomas Schelling’in perspektifinden zorlayıcı/ caydırıcı minvalde askeri güç kullanma tehdidinde bulunduğu da söylenebilir.
Fakat birinci senaryonun ardından belirttiğim nedenler, bilhassa da Rus ordusunun sahadaki postürü, Donbas ve Harkov bölgelerine; eş zamanlı olarak Mariupol’dan Kırım’a kadar olan Azak Denizi kıyısına, Rusya’nın askerî harekât düzenleme olasılığını gündeme getirmektedir. Bu çerçevede, son dönemde Rusya-Ukrayna sınırında yaşanan bu gelişmelerin kısmi işgal girişimine dönüşmesi (sürecin savaşa evirilme ihtimali) oyun teorisi metodu kullanılarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, Rusya’nın iki stratejisi olduğunu var sayalım: “İşgal etmek” ve “İşgal etmemek”. Buna karşılık Ukrayna’nın da iki stratejisi olduğunu kabul edelim: “Direnmek” ve “Direnmemek”. İşgal edilecek toprağın değerinin “M” ve M>0; savaşın maliyetinin Rusya için “x” ve savaşı kazanma ihtimalinin “p”; Ukrayna için savaş maliyetinin “y” ve savaşı kazanma ihtimalinin “1-p”; ve son olarak x, y>0 olduğunu varsayalım, bu takdirde:
Rusya’nın işgal etmemeyi seçtiği senaryoda oyun, Rusya’nın sıfır kazançla ayrıldığı ve Ukrayna’nın işgal tehdidinde olan toprağını muhafaza ettiği durumla (M) yani “Statüko” ile sonuçlanmaktadır. Ancak, Rusya işgal etme stratejisini seçerse Ukrayna’nın iki strateji (direnmek veya direnmemek) arasında tercih yapması gerekmektedir. Bu takdirde Ukrayna direnmemeyi seçerse, Rusya peşinde olduğu toprağı kazanmış (M) ve Ukrayna da sıfır kazançla ayrılmış olacaktır. Son olarak, Rusya işgal etmeyi ve karşılığında Ukrayna direnmeyi seçerse, oyun iki ihtimalli bir savaş ile sonuçlanmaktadır: Birincisi Rusya’nın galip geldiği (p ihtimalde) ve Ukrayna’nın kaybettiği, ikincisi ise Ukrayna’nın kazandığı (1-p ihtimalde) ve Rusya’nın kaybettiği olasılıktır. Buradan yola çıkarak olası savaştan Rusya ve Ukrayna’nın elde edecekleri kazançları hesap ettiğimizde:
Rusya’nın kazancı: (M-x).(p)+(-x). (1-p)= pM-x;
Ukrayna’nın kazancı ise: (p). (-y)+(M-y).(1-p)= M-Mp-y.
Tarafların karşılıklı seçtikleri stratejilere bağlı olarak elde edecekleri kazançlarını oyun matrisine dönüştürürsek:
Bu oyun matrisinden yola çıkarak Rusya’nın işgal etme girişiminde bulunduğu ihtimalde, eğer ki Ukrayna direnmeme stratejisini tercih ederse elde edeceği kazanç sıfır, direnme stratejisini seçtiği zaman elde edeceği kazanç ise M-Mp-y olacaktır. Bu takdirde, direnmeme stratejisinin kazana direnme stratejisinin kazanandan büyük olursa (eğer 0>M -Mp-y ise); Rusya karşı taraftan direnç görmeden mevzu bahis toprağı işgal edecektir. Buradan olasılık tespiti yapmak için, olasılık değeri olan pyı yalnız bıraktıtmızda, p> (M-y)/M denklemini elde ederiz. Bu denklemi göz önünde bulundurarak, Ukrayna’nın savaş maliyetleri azaldıkça veyahut tehdit altındaki toprağın değeri arttıkça, Rusya’nın direnç görmeden işgal etme olasılığının artacağını söyleyebiliriz. Rusya’nın işgal etmeme stratejisini seçmesi sonucunda oyunu sıfır kazançla tamamladığı, ancak işgal etmeyi tercih ederek M ya da pM-x gibi kazançlar elde edebildiğini görmekteyiz. Ve M>0 olduğu için, Rusya işgal etmeme stratejisi yerine işgal etme stratejisini tercih edecektir (sapma olacaktır). Ancak, Ukrayna’nın her hâlükârda direnmeyi seçeceği bilinirse ve Rusya’nın işgal etmemeyi seçtiği durumdaki kazancı (0), işgale karşı direnç gördüğü durumdaki kazancından (pM-x) daha fazla olursa, yani 0>pM-x ise (olasılık değeri hesaplayabilmek için p’yi yalnız bıraktığımızda çıkan denklem: x/M>p); o zaman Rusya, işgal etme stratejisinden saparak işgal etmemeyi tercih edebilir. Daha basit bir ifadeyle, Ukrayna’dan direnç göreceğini -savaş çıkacağını- bilen Rusya için savaş maliyetlerinin ciddi oranda artması veya işgale konu toprağın haiz olduğu değerin savaş maliyetlerine yaklaşması, Rusya’yı olası bir işgal girişiminden saptıracaktır.
Son olarak, Rusya’nın işgal etmeyi seçtiği ve Ukrayna’nın direnme yoluna gittiği duruma (savaş durumu) baktığımızda tarafların kazançları sırasıyla pM-x ve M-Mp-y olacaktır. Rusya direnç karşısında işgal etme stratejisinden saparsa sıfır kazançla, Ukrayna da işgal karşısında direnç stratejisinden saparsa sıfır kazançla, oyunu tamanlayacaktır. Bu takdirde, tarafların işgal ve direnç stratejilerinden sapmadan devam edebilmeleri için pM-x>0 ve M-Mp-y>0 olması gerekmektedir. Bu olasılık karşımıza iki denklem çıkan maktadır: p>x /M ve (M-y)/M>p. Her ikisini de sağlayan olasılık denklemi ise şu şekilde ifade edilecektir: x/M <p< (M-y)/M. Ve buradan da yola glcaral eğer M>x+y ise o zaman oyun, tarafların savaşması ile sonuçlanacaktır. Yani, işgal tehdidi altında olan toprağın değeri, Rusya’nın ve Ukrayna’nın yükleneceği savaş maliyetlerinin toplamından daha büyük olursa, oyun tarafların savaşması ile son bulacaktır.
Kaynak: SETA Dış Politika Araştırmaları Araştırma Asistanı Mehmet Çağatay Güler