Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere, Defensehere'a verdiği özel röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Röportajın Türk Savunma Sanayii ile ilgili üçüncü bölümünü yayınlıyoruz.
Defensehere.com: Askeri Bakım Fabrikalarının TSK için önemi nedir? Askeri Bakım Fabrikalarının faaliyetlerinden kısaca bahsedebilir misiniz?
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere:
Millî Savunma Bakanlığı stratejileri doğrultusunda, Askeri Fabrikalarımız teknik ve idari (üretim planlama, mühendislik, malzeme yönetim, bakım, işletme, idame kapsamında ihtiyaç duyulan malzemelerin tedariki, kalite sistem yönetimi, bütçe planlama ve yönetimi, insan kaynakları) faaliyetlerini tek elden, mükerrerliği önleyecek şekilde yönetmekte ve koordine etmektedir.
Askeri Fabrikalarımız, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarına ait silah sistemlerinin harbe hazırlık seviyesinin en üst seviyede tutulması maksadıyla; Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinin modernizasyonunun sağlanması kapsamında ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlerin daha süratli, kaliteli, güvenli ve maliyet etkin şekilde tedarik edilmesini ilke edinerek çalışmaktadır.
Bu kapsamda; azamî yerlilik ve millîlik kriterleri çerçevesinde ana araç, silah, sistem ve alt sistemlerin üretilmesi, modernizasyonu ve bakım onarım faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, daha önceden tedarik edilmiş olan sistemlerin bakım, onarım ve idamesini; güvenilir, sürekli ve maliyet etkin olarak gerçekleştirerek lojistik sistemimizin devamlılığını sağlamaktadır.
Defensehere.com: Türk savunma sanayiinde yaşanan gelişmelerin özellikle TSK’nın katılım sağladığı uluslararası mecrada yürütülen Barışı Destekleme ve Koruma faaliyetlerine katkısı nedir?
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere:
Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri; sadece ülkemizin ve milletimizin değil aynı zamanda dost, kardeş, mazlum ve mağdur ülkelerin de huzuru ve güvenliği için mücadele etmektedir. Şanlı ordumuz; BM, NATO, AGİT ve ikili antlaşmalar kapsamında Azerbaycan'da, Libya'da, Kosova'da, Afganistan'da, Bosna Hersek'te, Katar'da, Somali'de, Sudan'da ve daha birçok coğrafyada dünya ve bölge barışına katkı sağlamak için üstün bir gayretle görev yapmaktadır.
Libya ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmalara uygun olarak ülkelerimizin; Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin korunması yönünde stratejik önemi haiz adımlar atılmış, deniz yetki alanları kayıt altına alınarak bölgede oldu bittilere izin verilmeyeceği açık bir şekilde ortaya konmuştur. Askerî iş birliği anlaşması dâhilinde birliklerimiz, Libyalı kardeşlerimize askerî eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinin yanı sıra sağlık ve insani yardım desteği vermektedir.
İki ülke arasındaki tarihî, siyasi ve ekonomik köklü ilişkiler dikkate alındığında, Libya'da ateşkes ve siyasi diyalog sürecinin devamı ile bu sürecin sonunda barışın tesisi ve istikrarın sağlanması Türkiye açısından kritik önem taşımaktadır.
2020 yılının en önemli siyasi ve askerî olaylarından biri de kardeş Azerbaycan tarafından yaklaşık otuz yıldır işgal altında olan öz topraklarının Ermenistan işgalinden kurtarılması olmuştur. Azerbaycan'ın, Karabağ’daki işgal edilmiş topraklarını kurtararak şanlı bir zaferle sonuçlanan haklı mücadelesine milletçe verdiğimiz desteğimizin önemli katkıları olmuştur. Türkiye, Azerbaycan ve Rusya arasında yapılan mutabakat doğrultusunda bölgede barış, huzur ve istikrarın tesisi için Ortak Merkez kurulmuştur.
Türkiye ve Azerbaycan “iki devlet, tek millet" anlayışı ile kederde ve kıvançta bir ve beraberdir. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkânlarıyla, Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olacaktır.
Küresel ve bölgesel istikrara ihtiyaç duyduğumuz bu süreçte, çok değişik sınamalar ile aynı anda karşılaştığımız zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu koşullar altında Türkiye; bekasını ve ulusal menfaatini korumak için, etkin güvenlik politikaları üretmek, kararlı ve duyarlı davranmak, muhtemel riskleri ve tehditleri zamanında ve doğru algılayarak gerekli önlemleri almak, maruz bulunduğu riskler ve tehditler ile orantılı bir şekilde mücadele etmek zorundadır.
Bu bağlamda; Türk Silahlı Kuvvetleri yurt içi ve yurt dışında kendisine tahsis edilmiş olan her türlü arazi, bina, tesis, silah, araç, gereç ve personel ile verilen görevleri en iyi şekilde yapabilecek seviyede donatılmıştır.
Bu nedenle; yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayii ürünlerinin tasarım ve üretimi konusunda millîlik ve yerlilik çalışmalarına büyük önem vermekteyiz. Türk Silahlı Kuvvetleri ile dost ve müttefiklerimizin askerî ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yerli ve millî üretime kararlılıkla devam etmekteyiz.
Türkiye ile Ukrayna’nın savunma sanayii ilişkisi
Defensehere.com: 2020’nın Aralık ayında Milli Savunma Bakanlığı Ukrayna’ya, sizin de katıldığınız bir ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye ile Ukrayna’nın önümüzdeki yıllarda savunma sanayii alanındaki ilişkisinin nasıl bir gelişme göstereceğini düşünüyorsunuz?
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere:
Bilindiği üzere, son dönemde Ukrayna ile olan ilişkilerimiz temel olarak savunma sanayii iş birliğimize dayanmaktadır. Ukrayna Hükümeti ile Baykar Savunma arasında Ukrayna Hava Kuvvetlerinde kullanılmak üzere TB2 SİHA tedariki anlaşması imzalanmıştır. Aynı şekilde Ukrayna, 2017 yılından beri ASELSAN telsizlerini tedarik etmektedir. Ancak geldiğimiz noktada sadece bunların satışı değil, hem SİHA’nın hem de telsizlerin Ukrayna’da birlikte üretilmesi yönünde çalışmalar yapılmaktadır.
Ukrayna ile bu projelere ilave olarak; MİLGEM korvet inşası, askeri gemilerimiz için gaz türbini, helikopter ve savaş uçağı motoru üretimi gibi ortak projeler de gündemdedir.
Bu kapsamda, 16 Ekim 2020 tarihinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir ZELENSKIY’in Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyareti esnasında askerî iş birliği ve özellikle savunma sanayii alanında iş birliği faaliyetleri gündeme gelmiş, savunma sanayi projelerine ilişkin Niyet Beyanı imzalanmıştır.
Bunu müteakip Millî Savunma Bakanımız ve Dışişleri Bakanımızın, Aralık ayında dörtlü zirve kapsamındaki Ukrayna ziyaretlerine ben de eşlik ettim. Son olarak Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Oleksandr MYRONIUK’u 3 Mart 2021 tarihinde Bakanlığımızda ve MKEK Gazi Fişek Fabrikamızda ağırlamaktan büyük memnuniyet duydum. Gelinen noktada, kurduğumuz sıkı ilişkiler sayesinde potansiyel iş birliği alanlarına yönelik görüşmelerimizin somut projelere dönüşmesine bir adım daha yakın olduğumuzu söyleyebilirim.
Türkiye ile Kazakistan'ın savunma sanayii ilişkisi
Defensehere.com: 2021’in şubat ayının ilk haftasında Kazakistan’a gittiniz. Bu görüşmede neler konuşulduğu hakkında kısa bilgi verebilir misiniz? Kazakistan’ın Türk savunma sanayiine olan ilgisi nasıl? İki ülke arasında savunma sanayii alanında ileriye yönelik ne tür adımlar atılacak?
Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere: Türkî Cumhuriyetler ile ilişkilerimizin bizim için ne kadar önemli bir alan olduğunun bilincindeyiz. Kazakistan da birçok alanda iş birliği yaptığımız önemli ülkelerden birisidir. Bizim ziyaretimizin odağı ise savunma sanayii alanında beraber hareket edebileceğimiz yeni alanları tespit etmek, karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunmak idi. Bu anlamda önemli bir yol kat ettiğimizi düşünmekteyim.
Savunma sanayii ekosisteminin yeteneklerini hem ekonomimize değer olarak kazandırmak hem de küresel ve bölgesel barışa katkı sağlamak amacı ile müttefiklerimizin ihtiyacı olduğu alanlarda destek olmak için var gücümüzle çalışmaktayız. Bu doğrultuda karşılıklı görüşmelere ve çalışmalara sonuç odaklı olarak devam etmekteyiz. Yürütülen faaliyetler olgunlaştıkça kamuoyu ile paylaşacağımızı ifade etmek isterim.
Röportajın birinci bölümü: ASFAT
Röportajın İkinci bölümü: TEKNOFEST