Türkiye'nin Bütünsel Güvenlik Yaklaşımı kitabı, Türkiye'nin enerjiden sağlığa, göçten iç ve dış güvenliğe çok boyutlu ulusal savunmasını ele alıyor.
''Türkiye'nin Bütünsel Güvenlik Yaklaşımı''nı yayınlayan STM ThinkTech, eseri şu cümlelerle tanıtıyor:
''Türkiye’nin güvenlik mimarisinde yıllar boyunca önemli hususlardan biri de doğu ve güneydoğu bölgelerinde yoğunlaşan terör faaliyetleri nedeniyle sınır güvenliği oldu. Bu tehdide Suriye kökenli zorunlu göç hareketlerinin dahil olması ve sığınmacıların arasında terör unsurlarının da ülkemize sızması sınır güvenliğinin önemini artıran bir husus olarak öne çıktı. Bu kapsamda sınır güvenliğinin göç politikalarıyla birlikte ele alınması mecburiyeti doğarken, Türkiye ülkesinde misafir ettiği dört milyon civarındaki Suriyeli sığınmacının ekonomik ve toplumsal sorumluluğunu da üstlendi.
Uluslararası arenadan bu konuda gereken desteği bulamayan Türkiye, toplumsal yapıda dönüşüm yanında eğitim, sağlık gibi alanlarda da yeni politika inşa süreçlerini çalıştırmak, bu alanda özgün ve stratejik adımlar atmak zorunda kaldı.
Geçmiş deneyimler ve son S-400 krizi nedeniyle uygulanan ambargo ve kısıtlamalar gösteriyor ki, uluslararası güvenlik arenasında Türkiye’nin önüne çıkarılan engeller aslında pek çok olumsuzluğuna rağmen, Türk savunma sanayiinin gelişmesi yolunda önemli kazanımların elde edildiği süreçlerin de fitilini ateşlemiştir. Nitekim son yıllarda başta devletin zirvesi ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının yönlendirme ve gayretleriyle Türkiye savunma sanayii çok ciddi bir atılım içine girmiş; imkân ve kabiliyetlerinde olağanüstü bir sıçrama gerçekleştirmiştir.
Suriye’de yürütülen mücadelede özellikle yerli ve milli üretim İHA ve SİHA’ların gösterdiği performans dünya basınının sayfalarına konu olmuştur. Bununla birlikte savunma sanayiinde yürütülmekte olan en kritik teknoloji ve platformlarda yerli ve milli üretimin ulaştığı seviye göz doldurucudur.''