Han Makina Genel Müdürü Hakan Hantal, ASELSAN'ın millileştirme çabalarının etkinliğini arttırmak için kurduğu "Gücümüz Bir" platformuna yaptığı açıklamalarda, “Gücümüz Bir platformu bu binanın mimarı gibi. Mimar yapacağı binayı gösteriyor, biz de komponentleri üretmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla ortaya da güzel işler çıkıyor.” dedi.
Hantal, millileştirme çalışmaları ve Gücümüz Bir platformunun önemine ilişkin şunları kaydetti:
"ASELSAN ile tanışıklığımız yaklaşık sekiz yıl önce, millileştirme projesinin dışında başka bir döner sistemin üretimiyle ilgili başladı. İlerleyen yıllarda millileştirilmesi gereken ürünleri stantlarda gördük. Bunu bir görev olarak üzerimize aldık. Millileştirilecek ürün üzerinde AR-GE çalışmaları yaptık. Ürünü ithal örneklerinin daha üstü veya aynı performansa getirmek için çalıştık ve bu ürünü başardık. Şu anda ASELSAN birçok projesinde bunu kullanıyor ve kullanmaya devam edecek.
İthal edilen ürünleri yerli, en az aynı kalitede veya daha iyilerini üretmek bizim hedefimiz her zaman. Biz Türkiye'de yapılmamış olan bir şeyi yaparak millileştirdik. Önce yapacağımıza inandık. Sonra yaptığımız ürünle birlikte ASELSAN’ın da buna inandığını görüyoruz. Bu bizim için çok sevindirici bir şey.
Millileştirdiğimiz ürünü İnce Kesitli Rulman diye biz adlandırıyoruz. İngilizce terimde Thin Sextion Bearing diye adlandırılıyor. Bu tüm algılama ve hedef alma sistemlerinin döner eksenlerinde kullanılan bir ürün. Aslında bütün mekanik yapıların yapı taşlarından bir tanesi. Çünkü hareket eden her şeyin dönmesini sağlayan bearing diye adlandırılmış rulmanlar. Bu ürünler teknolojik olarak üstün olması için daha ince kesitli ve daha fazla yük taşıma kabiliyetleri olacak şekilde tasarlanmalı. Çünkü havaya yükselen araçların ağırlık gibi bir problemleri var. Bunu daha ince ve daha hafif ürünlerle aynı yükleri taşıtabiliyorsanız siz bir adım öne geçmiş oluyorsunuz. Aslında bu bir kapıyı açıyor. Bunun arkasında çok derin bir ürün yelpazesi var. Rulmanlarla birlikte entegre olmuş dişli sistemleri var. Bu dişli sistemleri, sizin sahada başarmanız veya galip gelmenizle alakalı şeyler. Hangisi daha hızlı, hangisi daha az enerji ile bu işi hallediyor? En önce biz bunu yapacağımıza inandık. Bunun gibi millileştirme ürünlerinin hepsini bütün Türk insanı, Türk sanayicileri sahiplensin, bu işleri yapabilirler, inansınlar. Biz kendimize bu şekilde inandık. Daha başka şeyleri de yapabileceğimizi düşünüyorum.
ASELSAN tedarikçisi olmak aslında zor bir duygu. Çünkü ASELSAN sizi bazı sınırlara çekmek istiyor. İlk başta zorlanıyorsunuz ama daha sonra firmanıza ve sisteminize olan katkısını gördükçe kendinizi sistem içine adapte ettiğinizi hissediyorsunuz çünkü aynı dili konuşmaya başlıyorsunuz.
Bizim üretmeye çalıştığımız ürünün alıcısı kısıtlı aslında. Genellikle savunma sanayii ve yüksek teknoloji ürünlerde kullanılıyor. Dolayısıyla yabancı ülkelerin de bunları üreten yüksek teknolojili firmaları var. Bizim bunları da Türkiye’de kendi markalarımız altında oluşturmamız lazım. ASELSAN buna öncülük ettiği için temeldeki yapı taşlarını üretmek adına paydaşlarını canlandırıyor. Yani buradaki görevi çok önemli.
Gücümüz Bir platformundaki millileştirmeye omuz veren bütün firmaların, bütün tuğlaların birleşmesiyle işte sonucu etrafta görebiliyoruz. Savunma sanayinde ülkeyi marka haline getirmek için veya biz de üretebiliyoruz diyebilmek için içerideki komponentleri üretiyor olmamız lazım, bileşenleri üretiyor olmamız lazım. Dışarıda biz bir görev yapan makineyi görüyoruz ama bunun içindeki komponentlere hakim olduğumuz zaman rekabete hakim olacağız. Gücümüz Bir platformu, bu anlamda o bütün komponentleri üreten firmaların bir tuğla yapısıyla binayı oluşturması gibi. Herkes ortaya bir tuğla koyarak bina oluşturmamız lazım. Bana sorarsanız, Gücümüz Bir platformu bu binanın mimarı gibi. Mimar yapacağı binayı gösteriyor, biz de komponentleri üretmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla ortaya da güzel işler çıkıyor. Millileştirmenin altın çağında bizde varız."
