Turan Oğuz, Türkiye'nin elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemlerini değerlendirdi

Savunma politikaları analisti Turan Oğuz, Defensehere'a verdiği röportajda, Bayraktar TB2 ile gündeme gelen elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemlerinin Türkiye'deki serüvenini anlattı.

Kanada ile yaşanan krizi de ele alan Oğuz, şunları söyledi:

''ASELSAN’ın yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemleri çalışmaları eskiden beri var. Öncelikle ASELFLIR-200T yurtdışından teknoloji yardımıyla yaptığı, teknoloji transferi yardımıyla yaptığı ASELFLIR-200T vardı daha sonra bu noktada ASELFLIR-300 geldi.

Özellikle T129 ATAK platformuyla birlikte gerekli olan, daha yüksek çözünürlüklü bir görüntüleme sistemiydi. Bu noktada T129 ATAK büyük bir platform olduğu için ve daha fazla faydalı yük kapasitesine sahip olduğu için yapılacak elektro-optik ve kızılötesi kameranın ağırlığı çok önemli olmadığı için ASELFLIR-300T’lerde 120 kilolara kadar çıktı bunları yapabilmek. Ama oradaki ihtiyacı karşılıyordu. Ancak o zamanlarda aynı zamanlarda Türkiye, İHA geliştirmeye başlamıştı. Bu İHA’lar taktik sınıf İHA’lar olduğu için çok az seviyede, 50-60 kilogramlar seviyesinde faydalı yük kapasitesine sahip. Yani az yük taşıyabilen İHA’lardı dolayısıyla bu ASELFLIR-300’ün ağırlığı çok fazla etkiledi.

ASELFLIR-300 bizim aynı şekilde yurtdışından aldığımız, İsrail’den aldığımız Heron’larda da kendi sistemimizi kullanacağız deyince orada kullanıldı. Dolayısıyla bu entegrasyon da uzun süreler almıştı ama Heron daha fazla kapasite taşıyabildiği ve üzerinde herhangi bir silah taşımayacağı için, başka faydalı yük taşımayacağı için problem olmuyordu ama bu dediğimiz gibi o zamanlar geliştirilmekte olan Bayraktar TB2 ve Vestel Karayel İHA’ları için büyük bir problemdi. Dolayısıyla bu yeterli olmuyordu, farklı bir görüntüleme sistemi geliştirilmek gereği de duyuluyor. İşte o sırada ASELSAN yine kendi imkanlarıyla CATS için çalışmaya başladı. Burada ortak açıklıklı bir sistemdi, daha yeni teknolojiydi. Bunu ASELSAN hızlı bir şekilde geliştirdi, testlere başladı. Tabi ilk defa bu kadar yoğun ve daha ileri teknolojili bir sistem kullanmaya başladık biz bununla birlikte. Dolayısıyla bunun test süreleri, testleri çok daha uzun, çok daha meşakkatli bir süreç içerisinde devam etti, uzun sürdü.

Yaklaşık 2018-2019 yıllarında bu öncelikle ANKA platformları üzerinde test edildi, denendi ve kullanılabilir hale geldi ancak o noktadan sonra seri üretime başlanması bekleniyordu ama olgunlaşma çalışmalarına ve daha iyi bir platform elde etme çalışmalarına devam edilmek noktasında kalındı. Dolayısıyla ASELSAN CATS’in geliştirmelerine devam edildi bu noktada daha iyi bir sistem oluşturabilmek için. Bu çalışmada o noktada işte sürekli daha devam edecek.

Tabi en son bu şekilde daha önce de yapılan sistemlerle birlikte baktığınız zaman Türkiye ilk başlarda bir ASELSAN’dan önce bir FLIR kamera kullandı Star SAFIRE. Star SAFIRE noktasında aynı zamanda Karayel ile birlikte Wescam kullanımına da geçti. Aynı zamanda Wescam’in kullanışlılığı kullanıcı kuvvet tarafından beğenilince aynı şekilde Bayraktar İHA’lara da kullanılmasına karar verildi bunun.

Kanadalı L3 daha sonra L3 Harris olarak adlandırılan ana firmanın altındaki Kanadalı Wescam firmasından MX-15D ve C MX-15D kullanılmaya başlandı. Dolayısıyla bunlar uzun süre kullanılmaya başlandı ancak daha sonra öncelikle Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda yaptığı başladığı harekatla birlikte YPG ve PKK taraftarlarının yoğun baskıları sonucu Kanada hükümeti ihracat lisansını durdurdu. Daha sonra Türkiye ile Kanada hükümetleri arasında yapılan görüşmeler neticesinde 2020 nisanında tekrardan Türkiye’nin NATO ülkesi olması, olduğu dikkate alınarak ve bu gösterilerek ve NATO ihtiyaçları gereği devam edileceği gösterilerek bu ihracat tekrardan açıldı. Bununla ilgili gerekli izinler verilmeye başlandı ancak en son bu Karabağ meselesinde tekrardan bu sefer Ermeni lobisinin baskısıyla yine tırnak arasında ‘’NATO üyesi’’ Kanada tekrardan durdurdu, ikinci defa durdurdu. Tabi bu noktada Türkiye Wescam’in güvenilmezliğini anladı bu noktada. Zaten elinde var olan ve geliştirmeye devam ettiği Wescam’in yerine kullanılabilecek aynı özelliklerde CATS’i kullanmaya başladı.

Tabi CATS bizim kendi sistemimiz her şeyden önce, ancak geliştirmeye devam ediyoruz. Yani bir kere kullanmaya başlayalım, geliştirmeye devam edecek. Aynı şekilde CATS’de ASELFLIR-400 bunun üzerinde çalışılıyor zaten.

DAS sistemi, ASELFLIR 400 sistemi dolayısıyla bu sistemler çalışılıyor. Şu anda her ne kadar bir Wescam kalitesinde sadece kızılötesi noktasında aynı görüntüyü alamasak da aynı çözünürlüğü alamasak da yapılan testlerde gördüğümüz kadarıyla tamamen istenilen, verilen görevi ifa edebilecek değerleri sağlıyor. Geri kalan değerlerde geliştirilmeye devam ediliyor. Bu konuda herhangi bir nokta yoktur, üste üstlük bizim Türkiye’nin serüvenine baktığınız zaman her şeyi biz kendi tırnaklarımızla kazıyarak yaptığımız, öğrendiğimiz için çok daha fazla şekilde bir üstünü, iki üstünü yeni bloklarını, daha performanslı yenilerini çok daha kısa sürede geliştirebiliyoruz. Bunu MAM’da gördük CİRİT’de gördük. Keza aynı şekilde İHA’larımızda da gördük. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde yeni, daha modern ve performansları yapıyoruz. Aynı şekilde CATS ve sonrasında da bunu yapacağız. Dolayısıyla öncelikle bir kendi ürünümüz olsun biz geliştirmeye devam ederiz.  Dolayısıyla şu anda artık bundan sonra bunlar kullanılacak. Çok daha yerlileştirilmiş olacak.

Bütün kritik parçalarımız motorlarla birlikte baktığımız zaman AKSUNGUR’da, Bayraktar TB3’te hatta AKINCI’da kullanılacak PD-170 ve PD-222 motorlarımızla da birlikte CATS’i de yerleştirdiğimiz zaman, yerlileştirdiğimiz zaman çok daha fazla yerlileştirme, çok daha kritik ürünlerin de yerlileştirmesi noktasında çok hızlı büyük hızla ilerliyoruz. Dolayısıyla bunlar çok kısa sürede sahada, envanterde ve çatışma noktasında görebileceğimiz şeyler halinde hazırlardı. Bunu ticarileştirme noktasında çok daha hızlandırdık. Bize bu musibetlerin getirdiği yarar da bu olacak. Yani kötü komşu insanı ev sahibi yapar. Bizde aynı şekilde yaptık, biraz daha hızlandırdık sadece. Çok daha iyisini de yapacağız, çalışmaları devam ettiği için bunu söyleyebiliyorum rahatlıkla.

Tabi yani şimdi baktığınız zaman bir dezavantajlarından biri de CATS’in Wescam’den %20 civarında bir ağırlık dezavantajı olduğu görülüyor ancak bu 2014’lerde 2015’lerde 50 kilo 60 kilo faydalı yük taşıyabilen İHA’lardan SİHA’lardan artık bugün 300 kilo 750 kilo 1350 kilo gibi ağrılık faydalı yük taşıyabilen İHA’lara geçtik. Dolayısıyla artık 10 kiloluk bir ağırlık artışı artık 11 kiloluk ağırlık artışı ihmal edilebilir seviyelerde. O zaman artık değerlendirilmeye bile alınamaz, bu çok önemli bir şey değildir. Onun haricinde baktığımız zaman halbuki CATS lazer işaretleme ve lazer mesafe bulucu açısından Wescam’den çok daha uzaklarda bunu yapabiliyor yani çok daha uzak mesafelerden lazer işaretleme yapabiliyor. Dolayısıyla bu da CATS’in bir artısıdır. CATS’in bir eksisi de tabii ki henüz daha hiç üretilmediği için yıllardır, 10 20 yıldır çok hızlı bir şekilde seri üretimi yapılan Wescam’den biraz daha pahalıdır doğal olarak ama bu üretim adetleri arttığı zaman bizim kendi üretimimiz olduğu için Wescam’in altındaki bir değerlere kadar düşecektir.''

Turan Oğuz, Türkiye'nin elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemlerini değerlendirdi

 

Yorum yapın