Turan Oğuz, motor teknolojisi üzerinden Türkiye-Ukrayna savunma ilişkisini değerlendirdi

Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, Defensehere.com'a verdiği röportajda, motor teknolojisi üzerinden Türkiye-Ukrayna savunma ilişkisini değerlendirdi

İki ülke arasındaki savunma ilişkisinin artarak devam etmesi için her iki tarafın da beklentilerinin karşılanması gerektiğini belirten Oğuz, Türkiye ve Ukrayna arasında bunun sağlandığı vurgulayarak şunları kaydetti:

“Türkiye ile Ukrayna son 5, 6 yıldır motor konusunda görüşmeler yapıyor. Buna mukabil 2019 yılında Türkiye’de bir ortak şirket kuruldu İstanbul’da. Resmi olarak işlemlerine başladı. Bu şirkette yüzde 51 Türkiye, yüzde 49 Ukrayna ortaklığı var. Ukrayna devlet kuruluşunun ortaklığı var. Bu tip motorları geliştiren bir kuruluşun. Baktığınız zaman, hedefimizde yine 2019 yılında elimizdeki mevcut bir projeyle başladık. Akıncı’nın motoruydu bu proje. Dolayısıyla bu kapsamda Akıncı’nın Ukrayna’daki motoru gerekli değişiklikler yaparak Türkiye’de Akıncı’ya takılacak. Bununla ilgili prototipler üzerinde uçuşlar da başladı. Ama bunlar şirketin ortak çabası sonucunda, açıklamalara göre Türkiye’de üretilecek.

Akıncı motoru Ukrayna’da var, üretilmiş bir motor serisi. Oradaki bize en uygun motoru alıyoruz, Akıncı’ya göre tüm gerekli değişiklikleri yapıyoruz ve Türkiye’de üretiyoruz. Tüm satış şartları, yani fikri mülkiyet hakları Türkiye’ye ait olacak. Bu olmazsa olmaz şartımızdı, kabul edildi. Zaten şirketin burada kurulmasının amacı bu. Yüzde 51 yönetim hakkı da Türkiye’de. Burada bu şirket kurulmuş olacak. Daha sonra tabi bu şirket durmadı. Bu anlaşmayı yapan şirketle birlikte devam etti. Keza aynı şekilde bu şirketin, Bayraktar SİHA’ları da orada üretmesini istedi Ukrayna. Şu anda Bayraktar SİHA’ların orada üretilmesi için yer ayarlamaya çalışıyor. Eğer bu beğenilirse bu ortak şirket bu sefer Bayraktar TB2’leri de orada üretecek.

Türkiye, Ukrayna'da helikopter motoru alacak

Geçen gün TUSAŞ’ın CEO’sunun dediği gibi, biz büyük sınıf bir helikopterimizin motorunu Ukrayna’dan alıyoruz. Muhtemelen bu da bu şirket üzerinden gidecek. Türkiye’de üretilecek tüm satış ve pazarlama hakları, yani fikri mülkiyet hakları Türkiye’ye ait olacaktır.

Yine aynı şekilde Ukrayna Endüstri Bakanı’nın söylediği şekilde, bunları yapan şirket yine Ukrayna ile birlikte Ukrayna’daki LM2500’in muadili, gemilerde kullanılan türbin motoru yapmak için görüşmeler yapıyor. Eğer bu konuda da anlaşırsak türbin motorunun da aynı şekilde Türkiye’de üretilmesi bekleniyor.

Biz Ukrayna ile birlikte çok karmaşık ve yoğun ilişkilere girdik. Bu sadece Türkiye’nin Ukrayna’dan motor alması şeklinde değil. Türkiye mesela S-125’leri de Ukrayna’dan aldı.

Bazı pasif radarları da Ukrayna’dan aldı ama Ukrayna’ya bakıyorsunuz NATO’ya geçiş sürecinde hemen hemen her şeyi Türkiye’den sağlamaya çalışıyor. Bunlardan en önemlisi şu anda ellerinde bulunan ve Donbas bölgesinde de yoğun olarak kullanmaya başladıkları, bizden aldıkları Bayraktar TB2’leri kullanıyorlar.

Rusya’nın itirazlarına rağmen Bayraktar TB2’yi hiç sorun çıkartmadan verebildik

İstanbul’daki Baykar tesisinde oranın Deniz Kuvvetleri için üretilen şeyleri de gördük. Onların üretimleri de devam ediyor. Onların üretimlerinin devam etmesini de istiyorlar. Bunun haricinde çok sayıda telsiz sistemini Türkiye’den aldılar. Bugün modernize ettikleri T-64 ve T-72’de kullandıkları telsiz sistemi Türkiye’den, ASELSAN’dan alınma. Bir tanksavar füzesinde kullandıkları görüntüleme sistemi yine ASELSAN’dan gitme. Dolayısıyla onlar da NATO kalitesini kullanmak istiyorlar. Çünkü NATO’ya giriş yapmak istiyorlar. Bunda da en iyi ülkelerden biri ve ortak çalışmaya da en yakın. Mesela ABD evet dron verdi, ama verdiği dron küçük ve silahsız drondu. Halbuki biz Rusya’nın itirazlarına rağmen Bayraktar TB2’yi hiç sorun çıkartmadan verebildik.

Biz bu noktalarda ülkenin dost ve müttefik olup olmamasına göre karar veriyoruz. Tabi çok stratejik şekilde biz de verir miyiz vermez miyiz, bunu makamlar bilir. Herhangi bir yorum yapılamaz. Ama belirli bir noktaya kadar biz yardımcı oluyoruz.

Ukrayna’da Sovyetler’den kalma bazı teknik kabiliyetler var. Ama yeni, modern kabiliyetler yok. İşte Türkiye’de bu modern kabiliyetler var. Biz de onlara burada yardımcı oluyoruz. Onlar da NATO’ya üye olmak isteyen bir ülke olarak bundan çok büyük bir yarar görüyorlar.

Eğer bir ilişkinin devam etmesini istiyorsanız iki tarafın da beklentileri karşılanmalı ve bu beklentiler devam etmeli. İki tarafın da şu anda beklentileri karşılanıyor ve bu beklentiler geleceğe yönelikte devam ediyor. Dolayısıyla motoru da bu kapsamda algılamakta fayda var.

Deniz motorları konusunda da yoğun çalışmalar yapılıyor

Şu anda Türkiye ile Ukrayna çok sayıda alanda, hava motorları başta olmak üzere, çok büyük eksiğimiz olan deniz motorları konusunda da yoğun çalışmalar yapıyor. Kısa zamanda göreceğiz. Yani Akıncı’nın seri üretimiyle birlikte Türkiye’de üretilen ve fikri mülkiyet hakları Türkiye’ye ait Ukrayna motorları görmeye başlayacağız.

Türkiye kendi imkanlarıyla çok fazla çalışıyor. Hem kara motorlarında çok sayıda motor çıkartmaya çalışıyoruz. İki firmamız bu konuda çok yoğun çalışıyor. Hem tekerlekli araçlara, hem paletli araçlara. Hem hava motorlarında bunlarda başta ihtiyacımız olan. Neyle başladık? Bir tanesi İHA’larımızın motorlarıyla başladık, çok yoğun yapıyoruz. Bir tanesi de helikopter, çok yoğun ihtiyaç vardı.

Şimdi MMU ile ilgili bir çalışma yapmıştık ama bakıyorsunuz o kadar çok motora ihtiyacımız var ki bu tek başımıza bizim imkanlarımızla yapılacak bir şey değil. Bu geçiş döneminde, bu şekilde karışık bir yöntem kullanmak en doğruya yakın yöntemlerden birisidir. Kısa vadede büyük ihtiyaçlarımızı sağlayacak.

Türkiye’de üretilecek, Türkiye’ye iş kapısı ve çalışan açısından büyük bir iş kaynağı sağlayacak. Çok daha önemlisi, diğer ülkelerden aldığımız zaman büyük bir problem yaşadığımız konuda ürünlerin satış haklarının, fikri mülkiyet haklarının, lisansının bize ait olmaması, bunların hepsinin lisansı bize ait olacak. Dolayısıyla burada ürünün nerede üretildiği önemli değil.

Bir, Türkiye’de bunun yeni geliştirmeleri yapılacak. Alınan şey çok basitken biz bunları kendi kullanacağımız halde geliştiriyoruz. İki, üretim aşaması var. Üç, lisans aşaması var. Üçü de burada olduğu zaman Türkiye için çok yararlı olacaktır.

Bir ürünün hepsini tek başına yapabilmeniz mümkün değil. O kadar çok motora ihtiyacımız var ki. Çünkü platformlardan başladık, bunların hepsini mevcut imkanlarla yapamazsınız. Bu kişi sayısıyla da alakalı. Bu konuda bizim eğitim görmüş insan sayımız belli. Bunların yapabileceği proje sayısı da belli. Fiyat olarak da önemli, çünkü burada diğer araç motorlarında olduğu gibi 2-3 milyon tane satmıyorsunuz. 50 tane, 100 tane, 150 tane satmaktan bahsediyorsunuz. Bu noktalarda, geliştirme bedellerini de ödeyemeyebilirsiniz. Ne olur? Platformun kendisi çok pahalıya gelmeye başlar.

Bunların hepsine baktığınız zaman, mevcut gidişiniz bir miktar daha artmak şartıyla, dışarıdan böyle bir hibrit yöntemle bunu getirebilmek çok önemli bir kabiliyet kazanımı. Bunu 2022 ile birlikte görmeye başladığımız zaman, olumlu mu olumsuz mu daha net ve açık örnekleriyle görmeye başlayacağız.”

Turan Oğuz, motor teknolojisi üzerinden Türkiye-Ukrayna savunma ilişkisini değerlendirdi

 

Yorum yapın