Koronavirüs süreci ve sonrasında Türkiye’de ve dünyada savunma sanayii

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, projelerin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde de devam ettiğini belirterek, "Bazı kilometre taşlarına erişmekte öteleme olabilir ama bunun yıl sonu ciro hedeflerine çok büyük oranda yansımasını beklemiyoruz. Belki şirketler bazında küçük yüzdeler olabilir. Ciro konusunda sıkıntımız olamayacak." dedi.

Demir, STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ'nin düşünce kuruluşu STM ThinkTech'in video konferans yöntemiyle düzenlediği, "Kovid-19 Süreci ve Sonrasında Türkiye'de ve Dünyada Savunma Sanayisi" paneline katıldı.

Salgın nedeniyle olağanüstü bir süreç yaşandığını, ülke ekonomilerinin bu durumdan etkilendiğini ve üretim teknolojilerinde yavaşlama görüldüğünü dile getiren Demir, buna karşın savunma sanayisinde yürütülen stratejik projeler nedeniyle belirli önlemler alınarak, çalışmaların devam ettiğini söyledi. 

Savunma sanayisi alanında faaliyet gösteren şirketlerin, bu dönemde çoklu teknoloji kullanımı konusunda güzel örnekler sergilendiğini ifade eden Demir, ASELSAN özelinde yürütülen çalışmalara değindi.

Bu süreçte başarılı bir sınav verildiğini vurgulayan Demir, maske, tanı kiti ve dezenfektan üretimi gibi alanlarda faaliyetlerin hızlandırıldığını anlattı.

Demir, projelerin devam ettiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bazı kilometre taşlarına erişmekte öteleme olabilir ama bunun yıl sonu ciro hedeflerine çok büyük oranda yansımasını beklemiyoruz. Belki şirketler bazında küçük yüzdeler olabilir. Ciro konusunda sıkıntımız olmayacak. Bu süreçte Türkiye'nin aldığı konum ve verdiği destekler ülkenin imajı açısından olumlu katkı yapacağından, ihracat faaliyetlerinin uzun dönemde pozitif etkilenmesini bekliyoruz." 

- "Projelerde iptal veya erteleme söz konusu değil"

Türkiye'nin sadece savunma sanayisinde değil diğer alanlarda da alternatif üretici olarak devreye girebileceğine dikkati çeken Demir, şu ifadeleri kullandı:

"Burada teknolojik yetkinlik, ürünlerin saha etkinliği, pazarlama kabiliyeti ve algı yönetimi birer parametre. Bu açıdan Türkiye, Çin'in yerini doldurmaktan öte bir oyuncu olarak dünya piyasasında daha fazla görünmeye başladı. Artık kendini ispatlamış bir ülke sektör olarak piyasada olacağız, bu anlamda Çin dahil birçok geleneksel ve klasik ihracatçı ülkenin yerine geçmemiz gayet mümkün."

İhracat kaleminde Türkiye'nin şu andaki artış grafiğinin çok daha üzerinde bir eğriyi yakalayacağı umudunu dile getiren Demir, ülkenin salgın sürecinden hasar almış olarak değil, sürecin sonrasına başarıyla girecek adımları atmak üzere hazırlıklar yapmış bir ülke olarak çıkacağına inandığını söyledi.

Demir, sözleşmeye bağlanmış projelerde iptal veya erteleme söz konusu olmadığını belirterek, projelerde önceliklendirme çalışmalarıyla, bazı ürünleri hızlandırmak ya da yavaşlatmak gibi adımların olabileceğini, stratejik ürünlerle ilgili uyanık olduklarını bildirdi. 

Ülke güvenliğinin çok ayaklı bir yapı olduğunun altını çizen Demir, tüm dünyanın salgınla beraber bunu anladığını kaydetti. 

- F35 projesi 

Demir, konuşmasında F35 projesine de değinerek, ABD tarafında ne olup ne bittiği ile ilgili net veri olmadığını söyledi. 

Türkiye'nin projenin ortağı olduğuna dikkati çeken Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortaklıkla ilgili tek taraflı yapılan hareketlerin hiçbir yasal temeli yok, mantıklı da değil. Bütün ortaklık yapısı ve ortaklar düşünüldüğünde, atılan bu adımın S400 ile ilişkilendirilmesi konusunda da bir temel yok. Türkiye'ye uçağı vermemekle ilgili karar almak bir bacaktır ama diğeri ise hiç alakası olmayan bir konu. Biz bunu muhataplarımıza defalarca dillendirmemize ve hiçbir mantıklı cevap alamamamıza rağmen, süreç devam ettirildi. Kendi ifadeleriyle bu süreçte, projeye en az 500-600 milyon dolarlık ek maliyet geleceği dillendirildi. Yine bizim hesaplamıza göre, uçak başına en az 8-10 milyon dolar ilave maliyet geleceğini görüyoruz." 

F35 konusunda, Türkiye'ye çok net mesajlar verilmeye kalkıldığına işaret eden Demir, Türkiye'nin bu süreçte sadık bir ortak olarak imzasına sadık kalacağını gösterdiğini dile getirdi.

Türkiye'deki program ortaklarının işlerinin durdurulacağı ve buna ilişkin  tarih verildiği halde Türkiye'nin süreç normal ilerliyormuşçasına üzerine düşen yükümlülükleri yerine getireceği yönünde bir tavır benimsediklerini anlatan Demir, şu değerlendirmede bulundu:

"Bunun bugün faydasını görüyoruz. Mart 2020 son tarih idi, tarih geldi geçti firmalarımız üretime devam ediyor. Bir kerede 'İpi kestim attım artık Türkiye'yi çıkarttım' demek çok kolay değil. Türk sanayisinin, bu ortaklığa katkısı konusunda ABD yetkililerinin de çok çeşitli ortamlarda şirketlerimizin performansı, üretim kaliteleri, maliyetleri ve teslim süreleriyle ilgili sitayişle bahsettikleri demeçleri olduğu halde bu kararı aldılar. Görüyoruz ki yetkin üreticilerimizin, yerine yenilerinin bulunması o kadar da kolay değilmiş. Biz üretim ortaklığımıza devam ederiz. Siz bizi çıkartmaya kalktınız biz de üretimimizi durduruyoruz gibi restleşmeye gitmedik, gitmeyeceğiz. Çünkü bir ortaklık anlaşması varsa, bir yola çıkıldıysa, yola çıkan ortakların sadakatle devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Ulus ve devlet olarak duruşumuz bu. Bu duruşun doğru olduğuna inanıyoruz."

Kaynak: AA

STM ThinkTech "COVID-19 Süreci ve Sonrasında Türkiye’de ve Dünyada Savunma Sanayii” Paneli

Yorum yapın