Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, savunma sanayii ve kenevir konusunda Defensehere’a açıklamalarda bulundu.
Kenevirin savunma sanayii için çok kritik bir bitki olduğuna dikkati çeken Dilipak, şunları söyledi:
“Savunma sanayiinde zırhları komple kompozdan yapabilirsiniz. Çelikten daha sağlam, sentetik ürünler üretebiliyorsunuz. Kenevir savunma sanayiinde sadece savunma donanımları için değil, askeri giyimde zırh olarak kullanılabilir. Çünkü kurşun geçirmiyor, yanmıyor, bakteri barındırmıyor. Askerlerin barınma alanlarında da kullanılabilir. Mayın arayıcıları ya da jammerlarla personelin aref etkisinden çünkü bunların çok ciddi kısırlaştırıcı etkisi de var. Kanser riski de var. En fazla radyasyon emici maddelerinden birisi de kenevir. Bunların kenevir kumaşından elbiseler giymesi, kenevirin yağ tohumu tüketmesi, elini yüzünü tamamen bu yağla kullanarak kapatması radyasyon etkisinden kurtulmaları mümkün.
Ama bunların lifleri çok uzun olduğu için aynı zamanda zırhlı araçları için değil, kişi içinde kullanabilirsiniz. Ford ilk otomobilin yapımında kaportasını kenevirden yapmıştı. Bu arabanın dayanıklılığını göstermek için eline aldığı balyozu arabaya vuruyordu. İz bile bırakmıyordu. Çökertmiş olsanız bile 1 hafta sonra araba eski haline dönecekti. Yırtılmışsa ancak orada bir tahripten söz edebilirdiniz. Bu dünyanın birçok ülkesinde hava sistemlerinde çok rahat bir şekilde İHA/SİHA’larda bunu kullanmak mümkün. Daha dayanıklı, daha hafif aynı zamanda radara da yakalanmaz. Çünkü radyasyon emici özelliğinden dolayı.
Dolayısıyla dünyada yaygın olarak kullanılan ülkelerde, zırh olarak İsrail’de kullandı. En iyi kullananlardan birisi İsrail, Kanada, ABD gibi ülkeler kenevir ve türevlerini kompozit olarak kullanabiliyorlar.
Kenevirin etkin olarak hayatın tüm alanlarında kullanılma olanağı var. Bana içinde kenevir katamayacağınız hiçbir şey söyleyemezsiniz. Ama dünyanın en iyi ülkeler arasında Türkiye’de yetişmesine rağmen kenevirin her şeyi ekonomidir. Sıfır atıktır. Çok sağlıklı bir şeydir. Tek bir problemi uyuşturucu olarak dişisinin tepe filizindeki DHC maddesinin kullanılmasıdır.
O da biyolojik bir tahribata yol açmaz. Onu hatta uyuşturucudan kurtulmak içinde kullanabilirsiniz. Çok daha tehlikeli bir uyuşturucu olan solvent türleri serbestçe satılıyor. Beyin hücrelerini de öldürüyor, karaciğeri, akciğeri de öldürüyor. Ama onlara müdahale edilmiyor, kenevir hala yasak.
Özellikle son birkaç yıl içerisinde dünyanın birçok ülkesinde kenevir tarımı devlet tarafından teşvik ediliyor. Türkiye’de 19 ilde kontrollü ekimine izin veriliyor ama altyapı henüz kurulabilmiş değil. Kenevirden plastik de üretebilirsiniz, ahşap ve mermer dayanaklılığı da verebilirsiniz. Her şey üretebilirsiniz. Metallerinde kullanıldığı birçok yerde kullanabilirsiniz. Ama maalesef ülkemiz dünyadaki kenevir için en uygun ülkelerin başında gelmesine rağmen bunu yeteri kadar etkili bir şekilde kullanamıyoruz. En basitinden bunu tekstilde kullansanız, itfaiyeci, hastane personeli, gıda personeli, asker, polis onlar için hayati öneme sahip. Kızılay’ın çadırlarını bunlardan yaparsanız, haşerat da yaklaşmıyor.
700 derecede alev alıyor, yanmıyor da. Bakteride barındırmıyor. Mikroptan da büyük ölçüde kurtuluyorsun. Ama maalesef bu konuda durum çok iç açıcı değil. Önce şuanda ekim alanı da yeterli değil, ekseniz de o ürünleri yetiştirmek için ne pazar açısından ne halk üretim tesisleri açısından buna imkanlar yok. Devlet entegre olarak bütün kademelerine falan teşvik vermesi lazım. Dokuma makinaları, iplik makinaları yapılması lazım. Üniversiteler bunun üzerinden çalışması gereklidir. Ama maalesef yapılıyormuş gibi yapılıyor. Şuanda ekseniz ne yapacaksınız, onu bilmiyorsunuz. Makinasını getirseniz, üretim milli tohum ırkı henüz gelişmiş değil. Bir korkusundan kurtulamadılar, halbuki boş arazilere kenevir ekseniz her yerde bitiyor. Çöp ıslah alanlarına ekseniz, orada bitki bitmez ot bile bitmiyor. Ama kenevir yetişiyor. Türkiye’nin boş alanlarına ekeceğiniz kenevirden elde edeceğiniz tohumu madde, mazot ve benzin olarak kullanabilirsiniz. Evet Türkiye’nin bütün ihtiyacını karşılayabilir.”