STM'nin düşünce kuruluşu STM ThinkTech tarafından hazırlanan "Yapay Zekâ ile Üretilen İçerikler Tespit Edilebilir mi?" raporu yayımlandı.
Yapay zekâ günümüz teknolojilerinin en önemlilerinden biri hâline geldi. Akıllı telefonlardan akıllı ev sistemlerine ve elektrikli ev aletlerine kadar her yerde önem kazanan bu teknoloji dijital dünyada da içerik üretmek ve işlemleri hızlandırmak için kullanılıyor. Sosyal medyanın önemli bir güç hâline geldiği bu yüzyılda ise yapay zekâ ile desteklenen ve deepfake adı verilen sahte yüz veya içerik yaratma teknolojisi ise toplumun bazı kesimlerince endişeyle karşılanıyor.
Deepfake Nedir?
Deepfake, yapay zekâ desteği ve derin öğrenme teknolojisi yardımıyla fotoğraf ve diğer görsellerden faydalanılarak sahte olaylar veya görseller yaratma teknolojisidir. Uzun yıllardır özellikle kadınların hedef alındığı ve yetişkin film endüstrisinde kullanılan deepfake günümüzde herkesin kolaylıkla erişebileceği bir teknoloji hâline geldi. İlk versiyonlarında sadece fotoğraf veya basit videolara uygulanan deepfake ile yapılan içerikler artık ses klonlamalarıyla daha da gerçekçi hâle gelebiliyor.
Bir diğer tanımla aslında deepfake; makine öğrenmesi algoritmalarından yararlanan yapay zekâ ile gerçekçi medya içeriği yaratmak olarak değerlendiriliyor.
Deepfake teknolojisi temelde Çekişmeli Üretici Ağlar (Generative Adversarial Network -GAN) isimli makine öğrenmesi tekniğine dayanıyor. GAN, bir görseli tanımak üzere kendini eğitmek için bir dizi algoritma kullanır. Bu eğitim sahte görüntüler üretebilmek için gerçek özellikleri öğrenmesine yardımcı olur. İki farklı derin öğrenme algoritmasının karşılıklı çalıştığı bu yapıda biri en iyi sonucu bulmaya çalışırken diğeri bunu ayırt etmeye çalışır. Böylece son aşamada ayırt edilemez bir sonuç ortaya çıkmış olur.
Deepfake’in en bilinen uygulamaları, bir insan yüzünün başka bir insana video veya fotoğraf medyaları üzerinde uygulanmasıyla yapılan yüz değiştirme ve ses klonlaması olarak öne çıkıyor. Deepfake teknolojisi görüntü ve ses manipülasyonu dışında yazılı medyada da kullanılabiliyor. Özellikle sosyal medya fenomenleri veya ünlü kişilerin yazı yazma stillerinin kopyalanarak içerik üretilen bu yöntem reklam veya karalama kampanyalarında da yer edinebiliyor.
Addison Rae Easterling, Charlie D’Amelio ve Bella Parch gibi bilinen TikTok sosyal medya fenomenleri deepfake’in kötü amaçla kullanımlarından nasiplerini alan ünlülerden. Fotoğraflarına yapılan müdahaleler bu ünlüleri hayranlarına karşı zor durumda bırakmıştı. Benzer şekilde Julia Roberts, Emma Watson ve Scarlett Johansson gibi Hollywood ünlüleri de deepfake saldırılarına maruz kalmıştı.
Nisan 2018’de, Hindistan’da yaşayan bir gazeteci olan Rana Eyyub, iktidar partisi BJP hakkında eleştirel bir makale yazdıktan sonra, yüzünün farklı içerikte video üzerine eklenmesiyle bir deepfake saldırısıyla karşı karşıya kalmıştı. Video sonrasında suçlanması, yaşadığı taciz ve aşağılama Eyyub’un kalp rahatsızlığı ile hastaneye kaldırılmasına ve sosyal medyadan uzaklaşmasına neden olmuştu.
Nicolas Cage, Nancy Pelosi gibi ünlülerle Mark Zuckerberg gibi milyonerler de deepfake videoları ile son yıllarda gündeme gelen isimler.
2020’de hacker’ler, bir Hong Kong bankasından 35 milyon dolar çalmak için deepfake ses klonlama yöntemini kullandılar. Business Identity Compromise (BIC) adı verilen ve başkasının kimliğinin illegal olarak kullanıldığı bir yöntemle gerçekleştirilen soygun modeli dünya üzerinde en büyük maddi kayıpla sonuçlanan olaydır.
BIC, sentetik kurumsal kişilikler oluşturmak veya mevcut çalışanları taklit etmek için deepfake teknolojisini kullanıyor. Genellikle kuruluşta tanınmış, üst düzey bir yöneticinin bilgileri ve sesi klonlanarak gerçekleştiriliyor.
Deepfake’in olumlu amaçlarla kullanıldığı alanlar da bulunuyor. Eğitim, yakınlarını kaybedenlerin yaşadığı travmayı atlatmaları amacıyla yapılan terapiler, eğlence, sanat, endüstriyel amaçlar ve birçok sektörel uygulamalarda deepfake kullanılabiliyor. Hatta bazı teleskopik görüntülerin netleştirilerek iyileştirilmesinde deepfake teknolojisinin kullanıldığı biliniyor.
Deepfake teknolojisi çeşitli akıllı telefon uygulamaları aracılığıyla bir film, fotoğraf karesi veya müzik videosunda bulunan kişilerle kullanıcıların yüzlerinin değiştirilmesi gibi amaçlarla da yaygın bir şekilde kullanılıyor. Deepfake teknolojisinin kullanımı aslında 1990’lara dayanıyor. Ancak son yıllarda güçlenen yapay zekâ bu teknolojinin olumsuz amaçlarla kullanım tespitini oldukça zorlaştırıyor. Deepfake teknolojisinin olumsuz amaçlarla kullanımına karşı oluşturulan yaklaşım ve uygulamalara ise anti-deepfake adı veriliyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Yapay Zekâ ile Üretilen İçerikler Tespit Edilebilir mi?