Yüksek teknoloji geliştirmede KOBİ’lerin önemi

“Yenilikçi, teknolojik ve katma değeri yüksek bir ürün üreten, bu ürünü uluslararası pazarlara taşımak isteyen ve ihracat odaklı çalışan KOBİ’ler önceliğimiz olmak üzere yeni bir vizyon ile bütün KOBİ’lerimize gerekli desteği sağlayacağız.” (KOSGEB).

Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ), yıllık çalışanı 250 kişiden az olan, yıllık hasılat ve bilanço toplamı 125 milyon TL’yi geçmeyen işletmeler olarak tanımlanmaktadır. Bilindiği üzere zaman içerisinde bilanço miktarında farklı rakamlar tanımlanmıştır. Önümüzdeki yıllarda ise daha büyük rakamların zikredilmesi muhtemeldir. Çünkü bu tür işletmelerin etkinliği hızla artmaktadır. Hem dünyada hem de ülkemiz özelinde ekonomik büyüme ve kalkınmada önemli bir görev üstlenen KOBİ’ler yalnızca ekonomik gelişim değil aynı zamanda sosyal dengenin sağlanması ve istikrar için de çok önemlidir. Değişim ve dönüşümler hızlı olmaktadır. Rakamsal olarak dünyada olduğu gibi ülkemizde de işletmelerin yaklaşık %99,8’i KOBİ’lerden oluşmaktadır.

Ülkemizde KOBİ’lerin konumuna bakıldığında; istihdamın %72,4’ünü, cironun %50,4’ünü ve üretim değerinin %44,1’ini oluşturan toplam 3.221.000 adet girişim görülmektedir. Yapılan araştırmalarda söz konusu KOBİ’lerin en fazla ticaret sektöründe faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. Bu araştırmaya göre imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ’lerden sadece %0.5’inin yüksek teknoloji alanında faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir. Bu durum, özellikle havacılık ve uzay sanayi gibi yüksek teknoloji alanlarında faaliyet gösteren KOBİ’lerin desteklenmesi ve geliştirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

KOBİ’ler genelde belirlenen bir alanda faaliyet göstermek için kurulurlar. Amaçlarını gerçekleştirmek için hızlı kararlar alırlar, odaklanırlar ve büyümeye çalışırlar. Amaç net olduğu için yapılanma buna göre olur ve istenen noktaya çok hızlı gelinmeye çalışılır. Büyük işletmeler ise KOBİ’lere göre oldukça yavaştır, dağınıktırlar, karar alma süreçleri daha yavaş işler ve kurumun büyüklüğü çoğunlukla hantallığa daha çok meyillidir. Süreçlerdeki hantallık bir ürünün ortaya çıkması için gerekli olan yeni teknolojilerin hızlı takibini ve uyarlanmasını yavaşlatacaktır. Genellikle dünyada yeni teknolojiler, teknoloji odaklı küçük işletmeler tarafından geliştirilir. Bu noktadan baktığımızda, ülkemizin teknolojik gücünü artırmak için teknoloji tabanlı KOBİ’lerin sayısı arttırılmalı ve bu işletmeler teknoloji odaklı hale getirilerek, devlet veya özel sektör tarafından desteklenmesi teşvik edilmelidir. Bu konuda etkili programlar geliştirilmelidir. Yeni mezun gençlere kendi işlerini kurması için imkânlar sağlanmalı ve destekler verilmelidir. Tasarlamak ve üretmek için teşvik edilmelidirler. Müteşebbis ruhu olan kişilere her türlü destek verilmelidir. İlerlemenin en hızlı ve etkili yollarından birisi budur.

Bu konuda dikkat edilmesi gereken husus, KOBİ’lerin dinamizmini azaltacak ölçüde hantal kurumsallaşmaların önüne geçilmesidir. Yani KOBİ’lerimize devletimizce verilecek teşvik ve destekler, onları yaşatacak ve dinamizmlerini artıracak can suyu mahiyetinde olmalıdır. Onları hantallaştıracak ve sırtlarını devletimize yaslayarak dinamizmlerini yitirmelerine yol açacak boyutta olmamalıdır. KOBİ’lerimize ülke stratejileri doğrultusunda gelişime ihtiyaç duyulan alanların aktarılması, rekabet öncesi iş birliği ortamının oluşturulması ve test / simülasyon gibi ortak olarak kullanılabilecek altyapılar konusunda yol gösterilmesi faydalı olacaktır. Bu noktadaki ince çizgiyi tayin etme, devletimizin dikkatli uygulamaları ile mümkün olacaktır.

Ülkemizde son yıllarda yerlileştirme ve millileştirme faaliyetlerine hız verilmiştir. Geliştirilen ürünlere ait sistemlerin tedariğinde iç kaynakların kullanılması tercih edilmektedir. Bu işi başarmanın en hızlı yolu KOBİ’lerle çalışmak veya bu işi yapacak işletmeleri kurmak veya kurulmalarını sağlamaktır. Genellikle belli alanda yetkinliği olan kişiler bu alanda firmalar kurmakta ve başarılı olmaktadırlar. Başarısızlıklarda temel sebep çoğunlukla finans yetersizliğidir. Eğer gerekli kaynak ayrılır ve sıkı takip yapılırsa başarılı olmak çok daha kolay olacaktır. Tabii bu tür yapıların ayakta kalması için devlet destekleri de çok büyük öneme sahiptir. Vergi destekleri, teknoloji bölgesi avantajları, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) destekleri arttırılmalıdır. Bu desteklerle birlikte yerlileştirme ve millileştirme faaliyetleri hızlanacak ve dışa bağımlılık önemli ölçüde azalacaktır. Son yıllarda bu doğrultuda önemli adımlar atılmıştır. Bilindiği üzere KOBİ’lerin tanımında değişiklik yapılmasına dair yönetmelik 24.06.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Belirtilen özelliklere sahip tüm firmalar faaliyet alanına göre KOSGEB desteklerinden yararlanabilecektir. Stratejik Ürün Destek Programı ve KOBİ TEKNOYATIRIM – KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı bu alanda son yıllarda ki önemli destek programlarıdır. Özellikle Ar-Ge çalışmalarının ticarileştirilmesi aşamasında yaşanan sorunların ortadan kaldırılması ve müşteri / tedarikçi ilişkilerinin desteklenmesi amacıyla oluşturulan TÜBİTAK Siparişe Dayalı Ar-Ge gibi programların devam ettirilmesi de faydalı olacaktır. Bu programlarla birlikte yerlileştirme ve millileştirme programları hız kazanabilir. Çünkü firmaların yapacağı nitelikli Ar-Ge sayesinde ürünler yerlileştirilebilir. Programların bütçesinin ve süreçlerinin iyileştirilmesi, bu alandaki çalışmalara hızlandıracaktır.

KOBİ’lerin ülkeye kazandırdığı güç ve katma değere en güzel örnekler Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Küçük İşletme İnovasyon Araştırma (Small Business Innovation Research, SBIR) ve Küçük İşletme Teknoloji Transferi (Small Business Technology Transfer, STTR) programlarıdır. Kongre, SBIR programını 1982’de ve STTR programını 1992’de oluşturmuştur. Bu programların kapsamı, geleneksel olarak uygun devlet kurumlarının dış bütçelerinin bir yüzdesini, yerel küçük işletmelerin teknolojiyi ticarileştirmek için gerekli Ar-Ge çalışmalarına destek vermeye ayırmasıdır. SBIR programı, teknolojik yeniliği teşvik, federal araştırma ve geliştirme ihtiyaçlarını karşılama, federal Ar-Ge finansmanı yoluyla geliştirilen yeniliklerin özel sektör ticarileştirilmesini arttırma, sosyal ve ekonomik olarak dezavantajlı kişilerin ve kadınların sahip olduğu küçük işletmelerin yenilik ve girişimciliğe katılımını teşvik etmek gibi faaliyetleri kapsamaktadır. SBIR, ekstra araştırma bütçesinin %3,2’sini ve yıllık minimum 3,2 milyar ABD Doları harcamayı içerir. STTR programının kapsamı, küçük işletmeler ve kar amacı gütmeyen araştırma kurumları arasındaki ortaklıktır. STTR programı, küçük işletmenin Aşama I ve Aşama II’ de bir araştırma kurumu ile resmi olarak işbirliği yapmasını gerektirir. STTR’nin en önemli rolü, temel bilimin performansı ile ortaya çıkan yeniliklerin ticarileştirilmesi arasındaki boşluğu doldurmaktır. Yıllık 1 milyar dolardan fazla bütçeye sahiptir. Bu programlar kapsamında her yıl 5.000’den fazla yeni ödül verilmektedir.

Ülkemizde genel olarak teknoloji orta seviyeden yüksek seviyeye göre bir eğilim sergilemektedir. Yüksek teknoloji oranını arttırmak için teknoloji geliştirmeye uygun yapılar hızla kurulmalı ve bu doğrultuda çalışan işletmeler desteklenmelidir. Türkiye’nin bir üst seviyede payının artması için bu zorunlu bir çalışmadır. Mevcut yapıyla bu hedefe ulaşmak çok güçtür. Bu doğrultuda ülkemizin stratejisi gözden geçirilmeli ve en uygun stratejiler belirlenmelidir. Hedefler çok net ortaya konulmalı ve hedeflere ulaşmak için yoğun bir çalışma içine girilmelidir. Yüksek teknoloji küçük ölçekli teknoloji firmalarıyla gerçekleştirilmelidir. İşletmelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla uzun vadeli ihtiyaç analizi yapılmalı ve işletmelerin sürekli üretim yapmasına imkân verecek talep yoğunluğu oluşturulmalıdır. Belirli alanlarda uzmanlaşacak firmalara ülke içerisindeki taleplerin konsolide edilerek yönlendirilmesi ve söz konusu işletmelerin dış müdahalelere karşı korunması gerekmektedir.

Katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız. Bu şekilde hem teknolojik güç hem de ekonomik özgürlük sağlanacaktır. KOBİ’lerimizin dinamizmi ve gayreti, devletimizin desteği ile aşamayacağımız engel ve yükselemeyeceğimiz teknoloji seviyesi yoktur.

Kaynak: Haber.aero / TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı / Fahrettin Öztürk

Yorum yapın