İran Sivil/Askeri Füzyon Uzay Programının Hedefleri
Dr. Hurşit Dingil, Güvenlik Analisti
İran’ın son 10 yıllık uzay programı incelendiğinde kısa, orta ve uzun vadede bazı önemli öncelikler ortaya çıkmaktadır. Öyle ki son 10 yıl içinde yapılan uzay denemeleri, uzay denemelerinde kullanılan uydu fırlatma araçları (UFA) ve gönderilen uydu türleri olmak üzere bu önceliklerin tespit edilmesinde önemli bir yerde durmaktadır.
Bu bağlamda, İran uzay programının kısa ve orta vadede ulaşılabileceği en önemli hedeflerden birisi askeri maksatlı keşif ve gözlem kapasitesini arttırmaya yöneliktir. Keşif ve gözlem kapasitesine daha somut bir örnek verecek olursak, İran’ın son 10 yıllık uzay denemeleri dahilinde yer-gözlem (EO) uydularına yöneldiği görülmektedir. Bu doğrultuda, ilk aşamada 10 metre ve altı çözünürlüklü görüntüleme teknolojileri ön plana çıkmıştır. Fakat son denemelerin hazır teknoloji transferleri ve iş birlikleri marifetiyle metre altı görüntüleme çözünürlüğüne (Hayyam:1.2 m/ Kevser:3.45 m) yöneldiği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda İran’ın yük ağırlığı açısından hafif uydular (mini küp uydular) ve görece ağır uyduları yörüngeye yerleştirme denemeleri olmuştur. Bu tercihlerde uydu fırlatma aracının (UFA) faydalı yük taşıma kapasitesi ve erişebildiği irtifalar belirleyicidir. Askeri gözlem için özellikle uydu görüntüleme çözünürlüğü bakımından kara ve denizdeki aktiviteleri izlemek üzere öncelikli hedef metre altı çözünürlükteki uydu görüntüleme teknolojileridir. Zira metre altı görüntüleme çözünürlükleri yeryüzündeki değişimlerin anlaşılmasını kolaylaştıran bir derinlik sunmaktadır.
Öte yandan, İran Uzay Ajansı’na göre ilerleyen aşamalarda güneş eş zamanlı, yer eş zamanlı transfer ve yer eş zamanlı yörüngelere de uydu yerleştirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda bir uydunun güneş eş zamanlı yörüngeye yerleştirilmesi beraberinde gözlem ve keşif kapasitesinin gelişmesine oldukça değerli bir katkı sağlayabilecektir. Zira bu türden bir yörüngeye yerleştirilen uydu dünya üzerindeki bir noktayı günün aynı saatindeymiş gibi gözlemleme imkânı sunabilecektir. Bu durum uydu görüntülerini kullananlara herhangi bir yerin zaman içinde nasıl değiştiğini gözlemleme imkânı vermektedir. Bilhassa askeri gözlem ve keşif kapasitesi açısından bu özellik oldukça değerlidir. 2022 yılı Ağustos ayında Rusya işbirliğinde geliştirilen ve uzaya gönderilen Hayyam uydusu bu türden uydulara örnektir.
Kısa ve orta vadede gerçekleşebilecek ikinci kritik hedefe bakacak olursak, SİHA ve İHA’ların uydu ile entegrasyonu hususu ön plana çıkmaktadır. Bu hedef özellikle SİHA ve İHA’ların operasyonel kabiliyetlerine doğrudan etki edebilecek bir sınıfta yer almaktadır. Öyle ki uydu ile entegre edilen SİHA ve İHA’lar daha uzun menzillerde, daha sağlıklı iletişim (haberleşme/SATCOM) ve kontrol dahilinde operasyonel başarılar elde edebilmektedir. Bununla birlikte, üçüncü hedef olarak yüksek irtifalardaki yörüngelere (Yer Eş Zamanlı Yörünge) alternatif GPS uydularının yerleştirilmesi de hem S/İHA hem de balistik füze teknolojilerinin gelişmesi açısından önem arz etmektedir. Bu özellikle İran’ın kendi yerli küresel konumlandırma sistemini geliştirme hedeflerini ortaya çıkarmaktadır. Bu hedef hazır teknoloji transferi ya da iş birliği olmaksızın uzun vadeli bir hedef sınıfında değerlendirilebilir. Ancak hazır teknoloji tedarikleri ve bazı kısa yollar (Yörünge Transfer Aracı) bu hedefin kısa ve orta vadede hedef sınıfında yer almasına neden olmaktadır. Bu anlamda hem balistik füzeler hem de S/İHA’ların etkin ve operasyonel kullanımında bilhassa yerli ve bağımsız güdüm, navigasyon ve lokal/bölgesel doğrulama teknolojileri geliştirilmesine yönelik İran’ın artan çabaları görülecektir. Her ne kadar Çin/Rusya navigasyon ve doğrulama sistemleri kullanılmaya başlansa da bu ihtiyaç İran’ın önemli hedeflerinden birini oluşturmaktadır.
Diğer taraftan uzun vadede gerçekleştirilebilecek dördüncü hedefe bakacak olursak, orta ve uzun menzilli balistik füzelerin geliştirilmesi hedefi karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, 2021-2022 yılında Zülcenah ve Kaim-100 (3 aşamalı/tüm aşamalar katı yakıtlı) UFA denemelerinde olduğu gibi güçlü katı yakıtlı motor özellikle itme gücü anlamında uzun vadeli bu kritik hedefi ortaya çıkarmaktadır. Bununla birlikte, Savunma Bakanlığı Uzay Ajansı sözcüsü Ahmed Hüseyni’nin “Zülcenah ile ilk defa kullanılan yeni yakıt türünün, itme kuvvetini yaklaşık 100 tona çıkarma olasılığı mevcuttur ki bu katı yakıtla itme alanında ciddi bir iyileştirme olacaktır” şeklindeki açıklaması uzun vadede de 3000 ve 5000 km arası etkili orta menzilli balistik füzelerde önemli derecede etkinlik ve kapasite artırımına işarettir. Nitekim 17 Şubat 2025 tarihinde denendiği duyurulan Simurg UFA’nın gelişmiş türevi bu artırım iradesine önemli bir örnek sunmaktadır. Uzun vadeli hedeflerden birisi Kıtalararası Balistik füze geliştirmektir. Bu anlamda, uygun roket motoru teknolojisinin geliştirilmesi ve diğer ar-ge sorunlarının aşılması hazır teknoloji tedariği olmaksızın uzun vadede sınıflanmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için çok yüksek teknolojiye sahip olmak gerekmektedir. Bu süreç oldukça zaman alıcı ve aynı zamanda çok güçlü bir ar-ge birikiminin yüksek teknoloji dahilinde kullanılması anlamına gelmektedir. Bu şartlar dikkate alındığında, hazır teknoloji transferleri ya da iş birlikleri olmaksızın İran’ın bilinen mevcut ilerlemeleri dahilinde Kıtalararası Balistik Füze teknolojisinden bahsetmek zordur.
Son olarak da beşinci öncelikli hedefe baktığımızda, erken uyarı sistemleri ve hava savunma sistemleri konusunda ortaya çıkan ihtiyaçlar görülmektedir. Bu noktada, İran’ın İsrail ya da ABD’den gelecek hava kaynaklı sürpriz saldırılara karşı savunma geliştirme arayışında ya da saldırıları önleme arayışında olduğu bilinmektedir. Nitekim İran’ın güvenlik stratejilerinin öncelikli olarak ulusal sınırları savunmaya yönelik şekillendiği değerlendirilmektedir. Bilhassa savunma alanındaki arayış hava savunma konularında ön plana çıkmaktadır. İran bu tür saldırıları önlemek ya da saldırıya karşı hazırlık zamanı kazanabilmek için erken uyarı sistemlerine ihtiyaç duymaktadır. Bu anlamda, uydu ve uzay alanındaki gelişmelerin bu ihtiyacı karşılayacak bir motivasyon dahilinde yapıldığını söylemek mümkündür. Uzaya yerleştirilen hassas alıcılar eksenli anlık veri aktarımları ve bu veri aktarımların sağlıklı olarak gerçekleştirilmesi İran’ın erken uyarı sistemlerini geliştirmesi noktasında ön plana çıkan hedefler olarak değerlendirilebilir. Bununla beraber uyduların üzerindeki hassas tespit ve takip donatılarının yerdeki muhtelif askeri platformlarla haberleşmesi de bu anlamda komuta, kontrol, istihbarat, keşif ve gözlem kapasitesini önemli derecede geliştirebilecektir. İran’ın bu hedefe ulaşması beraberinde İsrail ve ABD’nin olası sürpriz hava saldırılarına karşı atılacak önleyici adımlar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla İran’ın uzay ve uydu programındaki ilerlemelerin askeri manada bu hedeflere odaklandığı görülmektedir. Söz konusu bu hedeflere orta ve uzun vadede ulaşılabileceği son gelişmeler dikkate alındığında düşünülebilir.