Keyvan Havacılık A.Ş., Türkiye’de ilk ve tek dünyada ise 4 firmanın yaptığı sıra dışı ve zor bir alanda yeni teknolojiler ve veri üretiyor. Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından verilen, uluslararası TİP 1 DAT Sağlayıcı Sertifikasına sahip.
Keyvan Kalite ve SMS Direktörü Meriç Cınbarcı çalışmaları hakkında, Defensehere’a açıklamalarda bulundu:
“Şirketimizin 2 büyük itici gücü var. Daha doğrusu 3 diyelim aslında. Birincisi kendi sistemimiz, kendi geliştirdiğimiz teknoloji ile çalışıyoruz. Yani dış kaynak alma yükümlülüğü zorunluluğu içerisinde değiliz. Bu bizim için önemli bir avantaj. İkincisi genç yeni mezun arkadaşlarla çalışmayı tercih ediyoruz tüm arkadaşlarımız yeni mezun arkadaşlarımızdan oluşuyor diyebilirim.
Onları iş başında eğitim sağlayarak bu işe adapte etmeye çalışıyoruz bu üretime adapte etmeye çalışıyoruz bu bizim için önemli. Ülkemizde bir istihdam yaratma noktası merkezi olmak istiyoruz hem de genç arkadaşlarımızın bilişime ve bu alana olan ilgisi çok yüksek bu potansiyeli de değerlendirmek istiyoruz.
Dünyada bu sertifikaya sahip dördüncü şirket olarak bu alanda üretim yapan bir şirket olarak biz ülkemize döviz kazandırmak istiyoruz. Çünkü bizim müşteri olarak hedef kitlemiz sadece ülkemiz değil bütün dünyayı oluşturuyor. Tüm dünyaya bu alanda data bilgi sağlayarak ülkemize döviz kazandırıcı önemli bir nokta olmak istiyoruz. Bu alanda Türkiye’de daha önce bir örneği yok bunun. Biz bunu gerçekleştirmek istiyoruz ve gerçekleştireceğiz.
Sonuçta dünyada 195 tane hava limanı bulunan ülke olduğu ve çok ciddi bir hava yolu ağı bulunduğunu düşünecek olursak sadece uçaklar bazında düşündüğünüzde dünyada on binlerce uçak bulunduğunu farz edebiliriz. Bu uçakları özel jetler, ayrıca şirketlere bağlı olan uçaklar olarak düşünelim sadece Türkiye’de yanılmıyorsam sadece THY’nin 300’den fazla uçağı var. Dünyada bu sayı birkaç on bini buluyordur.
Bu uçakların hepsinin bu datayı güncel olarak yüklemekle yükümlü olduklarını daha önce söylemiştim size.
Bütün uçaklarda güncel datanın bulunması gerekli aksi halde kalkışlarına izin verilmiyor hava alanından kalkamıyorlar ve ciddi para cezaları var. Onun ötesinde dünyanın her tarafında yeni hava alanı yatırımları var. Buralarda da yine aynı teknik dataya ihtiyaç duyuluyor.
İHA’lar, SİHA’lar dronlar giderek daha fazla ticari hayat içerisinde yer almaya başladılar. Hem kamu hem de ticari olarak özel şirketlerin gündeminde insansız hava araçları. Bu da bizim için çok ciddi bir alan anlamına geliyor.
Dünyada bugün bütün ülkeler şimdiye kadar 3 şirketin üretmekte olduğu veri ile uçaklarını donatıp o verilerle uçuyorlardı artık biz de yerli bir Türk şirketi olarak bu seçeneklerin arasındayız.
Dünyada ya da Türkiye’de hiçbir havacılık kurumunun sadece üç şirket arasında seçim yapmasına gerek yok.
Ayrıca Türkiye’de bütün uçaklar yine diğer üç şirketin datalarıyla bugüne kadar faaliyetlerini sürdürmüşlerdi. Biz Türk firması olarak ve 24 saat müşteri hizmeti vermeye hazır olarak kendi milli şirketlerimize direkt destek vermeye hazırız.
Biz bu kadar yakınken ve bu hizmeti desteğiyle birlikte vermeye hazırken neden yabancı bir ülkeye kaynaklarımız aksın ki! Yanı başlarında bir şirketle çalışılması daha makul gelecektir diye düşünüyorum.”