Güney Afrikalı telekom şirketinin, İran savunma sektörüne teknoloji transfer ettiği iddia edildi

Yakın dönemde yapılan haberlerde İran’ın, İHA/SİHA ve diğer silah üretme kapasitesini geliştirmesinde, merkezi Güney Afrika’da bulunan MTN isimli telekomünikasyon şirketinin de katkı yapmış olabileceği iddia ediliyor.

İran’ın insansız hava aracı (İHA) üretiminin geçmişi oldukça gerilere gidiyor. Savunma teknolojisi alanında hazırlanan çalışmalara göre yakın zamana kadar teknolojik açıdan gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında İran tarafından üretilen İHA ve silahlı insansız hava araçlarının (SİHA), kendi alanlarında yüksek kapasiteli olduğu söylenemez. Ancak yakın dönemde İran’ın ürettiği İHA/SİHA’ların giderek daha yüksek teknolojiler içerdiği görülmekte. Bunun yanında İran’ın; ucuş süresi, mühimmat kapasitesi, görev niteliği vb. bakımından çok farklı nitelik ve miktarda drone filosu oluşturduğu gözlemleniyor. Nitekim İran, Ocak 2021’de gerek füze gerekse de drone kapasitesini ve kabiliyetini sergilemek için önemli bir tatbikat gerçekleştirmişti.

Caleb Larson tarafından 11 Mayıs’ta kaleme alınan yazıda, İran’ın gerek İHA gerekse de SİHA yapımında daha yüksek teknoloji kullanıyor olması; teknoloji trasnferine bağlanmakta ve bu bağlamda yazar, teknoloji transferi konusunda merkezi Güney Afrika’da bulunan bir telekomünikasyon şirketi olan MTN’yi işaret etmektedir. İran’ın silah kapasitesinin geliştirilmesinde Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin katkısı bir sır değil. Ancak merkezi Güney Afrika’da bulunan MTN isimli telekomünikasyon şirketinin, savunma sanayisi ile ilgili teknolojinin İran’a transferi bağlamında ismi ilk kez duyuluyor.

Hatırlanacağı gibi Turkcell, İran’ın 2004 yılında düzenledği GSM ihalesinde en iyi teklifi vermesine, sözleşme şartlarının tamamını taşımasına ve ihaleyi de kazanmasına rağmen MTN, hukuka aykırı yollarla ihaleyi iptal ettirtmiş daha sonra da İran Devleti bu ihalenin, MTN’nin önemli ikinci büyük hissedarı olduğu konsorsiyuma verildiğini açıklamıştı. Turkcell’in, bu süreçteki mağduriyetinin giderilmesi için açtığı dava hâlen devam ediyor.

MTN’nin aslında oldukça karanlık ve kabarık bir sicili var. Şirketin, Afganistan’daki altyapı yatırımlarına (baz istasyonları, verici kulelerine vs.) saldırı yapmaması için Taliban ve el-Kaide gibi yapılara 2009 ile 2017 yılları arasında düzenli ödemeler yaptığı iddiası ile ABD’de MTN hakkında 2019 yılında cezai dava açıldı. Bunun yanında MTN, Afrika’da birçok ülkede (Gana, Nijerya, Uganda vb.) paravan şirketlerde naylon faturalar kullanarak maliyetlerini kabarttığı ve böylece milyarlarca ABD doları değerinde vergi kaçırdığı için Nijerya’da 1,7 milyar ABD doları cezaya çarptırıldı.

Larson’ın yazısında esas dikkati çeken husus, İran’ın drone üretim teknolojisine MTN’nin katkı yaptığı iddiası. Açıkcası Larson da bu iddiayı ispat edecek somut bir delil olmadığını kabul ediyor. Ancak bu bağlamda bazı ipuçları da sunuyor. Larson’a göre yakın dönemde İran tarafından üretilen EBABİL-3 tipi dronelar; EBABİL-1 ve EBABİL-2 tipi dronelardan oldukça farklı ve teknolojik olarak onlardan çok daha üstün. EBABİL-3 tipi drone, Güney Afrika’ya ait DENEL-SEEKER’a oldukça benzer özelliklere sahip. Yazar, EBABİL-3 ile DENEL-SEEKER arasındaki benzerliğin “tersine mühendislik” süreçleri neticesinde ortaya çıkmış olabileceğini kabul ediyor. Ancak MTN’nin, İran telekom ihalesine girişi sırasında, İran ve şirketin üst düzey yetkilileri arasındaki yazışmalarda İran’a helekopter, drone teknolojisi gibi alanlarda yardımcı olunacağını gösteren belgeler bulunmaktadır.

Kaynak: İRAM

Yazar: İRAM Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Murat Aslan 

Yorum yapın