Terör tehdidinde yeni boyut: Drone saldırıları ve Türkiye'nin Milli Güvenliğine ilişkin gelişmeler

Yönetici Özeti

PKK Terör Örgütü’nün İHA kullanımında müşahede edilen son emareler, söz konusu yeteneklerde dikkate alınması gereken bir artış olduğunu göstermektedir. İncelemeye konu hususlar, dünyada ve özellikle de Orta Doğu’da terör örgütlerinin drone kullanımı trendleri ile doğrudan ilintilidir. Benzer şekilde, IŞİD Terör Örgütü’nün elindeki daha gelişmiş İHA kabiliyetleri de –özellikle Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki olası harekatı göz önünde bulundurulduğunda – önemli bir tehdit unsurudur.

Günümüzde insansız hava araçlarına ve ilgili diğer bazı sistemlere (örneğin kameralar ve GPS-tabanlı navigasyon sistemleri) ticari olarak, internet üzerinden ulaşım kolaydır ve ucuzdur. Bu nedenle birçok devlet-dışı silahlı grup, çeşitli amaçlarla drone teknolojilerini kullanabilmektedir.

Terör örgütlerinin bir drone saldırısı düzenlemesi ile drone programı yürütmesi farklı konulardır. Sürdürülebilir terörist bir drone tehdidi oluşturulması için, kritik personel ve kritik kaynaklara gereksinim duyulmaktadır.

Terörist drone saldırılarının sürdürülebilir kılınması için bir tedarik zincirine; etkin kılınması ve operasyonel konseptlerin geliştirilmesi için de teknik bilgi birikimine ve öğrenilen-dersleri değerlendirebilecek, ihtisasa dayalı bir muhakemeye ihtiyaç vardır. Bu nedenle, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik terörist İHA tehdidi ile mücadelenin, salt askeri-teknolojik anti-drone yetenekleri ile sınırlandırılmaması gerekmektedir. Terör örgütlerinin tedarik ağlarını ve kritik personel yapısını ortaya çıkarmaya yönelik istihbarat faaliyetlerinin önleyici nitelikleri yüksektir. Örneğin, IŞİD’in bugün kaygı verici seviyeye ulaşan İHA kabiliyetlerinin geliştirilmesinde, ilk aşamada, sadece birkaç kişiden oluşan küçük bir hücrenin rol aldığı açık-kaynaklı veriler ile bilinmektedir.

Asimetrik drone tehdidinin çok karmaşık sonuçları olabilir. Bu raporda özet olarak değerlendirilen örnek vakalar (Rusya’nın Hmeymim Üssü’ne yönelik koordineli drone saldırısı, Yemen’de Husi militanlarının, balistik füze taaruzlarını desteklemek için Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri hava savunma sistemlerinin radarlarını İHA kullanarak vurması, IŞİD’in taktik harekat sahasını şekillendirmek için drone kullanması), insansız platformların asimetrik tehdit oluşturan aktörlere gelişmiş operasyonel seçenekler ve esnek harekat tasarısı sunduğunu göstermektedir.

Terör eyleminin psikolojik harp ve propaganda boyutları, en az kinetik etkileri kadar (hatta daha fazla) kritiktir. Bu nedenle, kinetik etkileri açısından ‘başarısız’ bir drone saldırısı, tüm medya ilgisini üzerine çekerek, stratejik iletişim açısından ‘başarılı’ bir örnek teşkil edebilir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Terör tehdidinde yeni boyut: Drone saldırıları ve Türkiye'nin Milli Güvenliğine ilişkin gelişmeler

Kaynak: EDAM / CAN KASAPOĞLU

Yorum yapın