Savunma Sanayii Başkanlığı Elektronik Harp ve Radar Sistemleri Daire Başkanı Ahmet Akyol, Yıldız Teknik Üniversitesi’de Makine Teknolojileri Kulübü tarafından düzenlenen 10. Savunma Sanayii Günleri’nde elektronik harp teknolojisini ve Türkiye’nin bu alandaki son durumunu anlattı.
Akyol, bilinen anlamda elektronik harbin başlangıcının Vietnam Savaşı yıllarına dayandığını söyledi:
“Vietnam savaşının başlarında ABD çok kayıp vermiş, Rusların Vietnam’a sağladığı SA-2 füzelerinin tespit edilememesi üzerine ciddi kayıplar vermiş.
Savaş devam ederken karşısında radar ikaz alıcı sistemler ve onu bertaraf edecek sistemler geliştirilince sondaki rakam elektronik harp neden önemli deyince o rakam çarpıcı olabilir.
10 uçaktan birini vurabilirken Vietnam kuvvetleri, bu elektronik harp sistemlerinin ABD ordusu tarafından geliştirilmesi ile savaşın devam eden safhasında 70’te bire kadar düştüğü kayıtlarda var.
Niye elektronik harple ilgileniyor ordular, işte bu avantajı elde etmek için.
Bütün elektronik harp sistemlerinde önemli olan bir döngü var.
Tehdidin analiz edilmesi tespit edilmesi, bununla ilgili bertaraf edilecek veri dosyalarının programlanması, sonra bunun simülasyon ortamında test edilmesi, sonra bunun laboratuvarda donanım olarak test edilmesi, sonra bunun saha da test edilmesi, Türkiye’de de böyle sahalarımız var.
Sonra da uygulanması döngüsü uygulandıktan sonra alınan feedbacklerle tekrar bu programlanmanın devam etmesi.
Aslında milli sistemlere sahip olmanın avantajlarını burada yaşıyoruz.
Satın aldığınız üründe bu arka plandaki olan döngüye ulaşmanız mümkün olmuyor.
Biz bütün sistemlerimizde bütün kullanıcılarımıza bütün bu döngüyü oluşturuyoruz.
Dolayısıyla sistemleri yapmak kadar onları tehdide göre programlamak ve onları devamlı güncel tutmak bu anlamda önemli bir konu.”
Önümüzdeki dönemde insansız sistemlere entegre elektronik harp sistemlerine ağırlık vereceklerini belirten Akyol, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı elektronik harp sistemlerinden de örnekler verdi:
Biz neredeyiz radarlarda, bu teknolojiyi işte bu şekilde kırdığımızda pasif-aktif ve dijital taramalı anten tipine göre kırılım yaptığımızda aslında biz kendi işte altta da proje isimlerini görüyorsunuz, en son ÇAFRAD Projesi ile eleman seviyesi dijitalleştirme dediğimiz dünyada da bundan daha ilerisinin olmadığı teknolojiye gelmiş durumdayız.
ÇAFRAD dediğimiz radarı da envantere almış durumdayız prototipini, dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; altta kazandığımız yetenekleri de sıraladık, radar teknolojisinde dünyadaki teknoloji neyse Türkiye Cumhuriyeti bu teknolojiye sahip eş zamanlı olarak aynı teknoloji seviyesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Radar teknolojisinde geldiğimiz durum bu şekilde.
Birkaç örnek vermek istiyorum; bu sene 2021 yılında aktif elektronik taramalı silah tespit radarı envantere verdik.
Dolayısıyla biraz önce söylediğim teknoloji seviyesinde önemli bir yere oturan bir radardı, envantere girdi hareket alanında etkin olarak kullanılıyor.
Yine 2022 yılı bir ilk olacak, ilk milli Hava Trafik Hava Radarı envantere girmiş olacak.
Bunun bir tarafı da sivil teknolojiye de geçişkenlik gösteriyor.
Hem askeri hava limanlarında hem sivil hava limanlarında artık milli, kendimize ait dost-düşman tanıma sistemleri, yazılımı olan, AB’nin koyduğu kurallara göre akredite edilmiş hava trafik kontrol radarı da kısa zaman içerisinde envantere girmiş olacak, 2022’nin böyle bir ilki var.
Yine 2022 yılında erken ihbar dediğimiz hava sahasını gözetleyen radarlardan ilk sistemimiz de envantere girmiş olacak. Bu açıdan da 2022 bir ilkin yaşanacağı bir yıl olacak.